Sivrialan köyü size neyi hatırlatıyor? Hepiniz biliyorsunuz tabi ki, elbette Aşık 
Veysel ŞATIROĞLU

Ne ülkemizde, ne de dünyanın başka bir yerinde, Aşık Veysel adı duyulmadan önce
hiç bilinmeyen Sivas İlinin Şarkışla kazasının bir köyü...

1894 yılında doğmuş Veysel, yani Osmanlı'da açlığın ve kıtlığın kol gezdiği zor yıllarda.
Köyün erkeklerinin bir çoğu, Yemen savaşında ya ölmüş, ya kaybolmuş. Kalan erkeklerin 
ise çoğu askermiş. Bu nedenle gençlik yılları kadınların ağırlıkta olduğu bir dönemde geçmiş.

Saza ve söze ilk hevesi, köye uğrayan Halk Ozanlarını, Bektaşi babalar ve Ocakzade
dedeleri dinleyerek başlamış.

Yedi yaşına kadar köy çocukları ile koşup oynayan Veysel o yaşta çiçek hastalığından 
gözlerini kaybetmiş. 

Delikanlılık çağına geldiğinde seferberlik ilan edilince. Ağabeyi Ali ve köyün tüm gençleri 
askere alınmışlar. 

Gözleri yüzünden askere alınmayan Veysel bu duruma çok üzülmüş. Sonraları bir çok 
şiirinde de bu üzüntüsünü dile getirmiştir. 

         “NE YAZIK Kİ BANA OLMADI KISMET 
          DÜŞMANI DENİZE DÖKERKEN MİLLET 
          FELEK KIRDI KOLUM VERMEDİ NÖBET 
          KILIÇ VURMAK İÇİN DÜŞMAN BAŞINA” 

25 yaşına geldiğinde anne ve babası onu Esma hanım ile evlendirdi. Esma hanımdan iki 
çocuğu oldu. Ama ilk çocuğu annesinin memesini emerken tıkanarak öldü. 
Bir müddet sonra Esma hanım Veysel'i bırakıp kaçtı. 

Karısı çekip gittiğinde 11 aylık bir kız çocukları vardı. Aşık Veysel 2 yıl kızına hem analık 
hem babalık yaptı ne yazık ki, 3 yaşına geldiğinde onu da kaybetti.

Acılar üst üste gelince Veysel iyice dertli olmuş. Bir çok doktorun gözlerinin açılma ihtimali 
olduğunu söylemesine rağmen bunu kabul etmemiş.

Yakınları onu daha sonra tekrar evlendirince, hayata tekrar dönen Veysel'in bu hanımdan 
tam 7 çocuğu olmuş.

Veysel'in bilinen ilk şiiri Cumhuriyetin onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 Yılında
Atatürk için söylediği:     

         "ATATÜRK’TÜR TÜRKİYE'NİN İHYASI 
          KURTARDI VATANI DÜŞMANIMIZDAN 
          CANINI BU YOLDA EYLEDİ FEDA 
          BİZ DAHİ GEÇELİM ÖZ CANIMIZDAN"  

            Mısralarıyla başlayan şiirdir. 

Ardından Türk Halk Edebiyatına öyle şiirler verdi ki, çoğu bestelenip şarkı, türkü oldu, 
bir çoğunu da kendisi hem çaldı hem söyledi.

Saymaya kalksak, epeyce zorlanacağımız şiirlerden bazıları şunlardır.

-Uzun ince bir yoldayım
-Türküz türkü çağırırız
-Ağlar Veysel çıkmaz sesi
-Ala gözlü benli dilber
-Benden selam söylen vefasız yare
-Dostlar beni hatırlasın
-Güzelliğin
-Kara toprak

Evet dedim ya, daha niceleri...

Veysel'in bir özelliği de şudur: Dini şekilciliğin baskısına dayanmaması onu kırmaya 
çalışması,  Allah ile samimi, senli benli olması. 

Daha doğrusu Bektaşi geleneğine bağlılığı. Allah'a hitap şiirinde olduğu gibi:

“Kainatı sen yarattın
Her şeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar attın
Cömertliğin nerde senin.”

Onu 21 Mart 1973 tarihinde kaybettik. Yani tam kırk yıl oldu. Ama halen eserleri yaşıyor
ve dillerde...

Mekanın cennet olsun Veysel, nur içinde yat.

                                          Yazan ve seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN



 

( Aşık Veysel Şatıroğlu başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 20.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.