martısız
vapurların avuçlarında,
çığlık
biriktirirken yakamozdaki gece
Galata
köprüsünde çımacıdır sevda
reçine
kokusudur ada iskelesinde
sahipsiz
şamandırasıdır açığımın
salıncak
çeken canımdır
aşağı...yukarı
sallanan
sandalyemdeki dalgadır
sözümü
kaçırdığım göz
yüzümden
düşen bin parçadır
vazgeçilmiş
sorumdur
zorumdur,zorudur
öyledir...
el
değmedik yerleridir içerilerimin
nicedir...
küpeştelerdeki
sessizimdir,
salacak
açığında
uzağımdır
iki kaş aralığı
bakışı
tarifsizim
hikayesi
sahipsizim
kararan
yüzüdür ön güvertemin
yağası
gelen yağmurum
yavru
ağızlarına içlenen,
çürüksü
morumdur
İstanbul’
umdur
gitidir,
nefesi
daralan sabaha karşımın
boğulmak
gibi bir şeydir
öyledir...
Demir
Mutlugil