// Kefalet ile serbest bırakıldığım günün ertesi
Onun fahişe kanıyla yeniden yapış yapış ellerim!
Ve şu an
Balina yüzgeci kabzasıyla ne kadar da mağrur bakıyor suratıma
Cinayetime işbirlikçi emektar İskandinav bıçağım
Ki
O tek tüy lanetimle
Mutlak alırım intikamımı bir gün demiştim! //
I)
Her zaman zayıftı ne istediğini bilen erkeklere karşı
kadınlığın
Bu yüzden
Dert etmedin ya asla iffetsizliğindeki o kekremsi döl kokusunu
Duyumsayamadın belki de hiçbir zaman… Kim bilir!
Her attığında ilk adımını binmek için cehennem atlıkarıncasına
Bilerek sıyırırdın *neft_i şifon eteğini yedi yıldız bir otele…
Muhteşem Osmanlı halılarına nispet
Kıvırıyorken lobi gözdeleri altın varaklı padişah aynalarına
İşvesi oryantal dolgun kalçalarını
…!
Günahkar bir Despentes yazılmışı histerisinde
Çoktan koyulmuş olurdu hafifmeşrep ruhun
Muskat tütsülü egzotik bacaklarını
Gecedeki en güçlü damızlığın karanlığa aralamaya
II)
Çok korkuyorum!
Tek renk gibi sanki tüm evren…
Gündüzlerimdeki ifrit ışıltılar
Şeytan ayinlerinden kalma gecelerimdeki
Lanet olası otel neonlarından ya da…
Hepsi aynı ölümcül renk fakat… Neft_i!
Ki
Her lanet günün sabahı
Yavaş yavaş
Hareketlenir arabamın vites topuzu
Erekte olur sanki avuçlarımın içinde
Nefes nefese
Sarılır ardından boynuma
Şehvetimden ne yöne döneceğini şaşırmış direksiyon simidi
Ve
Kör
Dev bir yılan
İsyankar göğsümde sen git patronun gelsin tıslamalarıyla
Simültane tercümanlık yapar
Gördüklerini bir kez daha anlamlandıramayan biçare Azrail’e!
III)
Ruhun sevi şerbeti çağlayan nehirlerle çevrili
Ondandır belki set çekilemez fahişeliğin…
Ve
Edep/siz sesin
Ondandır
Ovalarından yükselen bıçkın dağlara dinamit yankı!
…
Damlarda koşuşturan dişi kedilerin haysiyetlerini yüklenmiş
kadınlığın
Nekrofili hissiyatlara meyillidir en sapkınından
Öyle ki;
Başına sırtlanların üşüştüğü bir gnu leşini kıskanıp
Sakallarından öpebilecek kadar…
Biliyorum sende çok korkuyorsun aslında!
Tek derdinin öpüp koklamak olduğunu da biliyorum
Doyumsuz kasıklarından hayatın…
Ve
Tam da şu an
Yani
En kutsal saatinde bu yeni gecenin
…
Ölü bir adamın bedeniyle çılgınlar gibi sevişerek af dileyen
kadın;
Evet sen… Diz çök!
Çünkü
Tanrı huzurundasın artık…
(Yıldıray Kızıltan)
