Ömer bin Hattâb gusül abdesti alandı

 Ondan sonra Fâtıma, âyet-i kerime yazılı sahifeyi getirdi

 Ömer bin Hattâb güzel okurdu, 

Taha suresini okumaya başlayan idi

Kur’ân-ı kerimin fesâhatı, belâgatı, 
ma’nâları ve üstünlükleri kalbini gitgide yumuşatılan idi

(Göklerde ve yeryüzünde ve bunların arasında ve yedi kat 
toprağın altındaki şeyler hep O’nundur) [Taha: 6] 
mealindeki âyet-i kerimeyi okuyunca, derin, derin düşünceye dalandı

Dedi ki 

                                                       Ya Fâtıma! Bu bitmez tükenmez varlıklar, 

hep sizin taptığınız Allahın mıdır diyendi

Evet, öyle ya! Şüphe mi var denilendi

Ya Fâtıma! Bizim bin beş yüz kadar altından, 
gümüşten, tunçtan, taştan oymalı, 
süslü heykellerimiz var Hiçbirinin, yeryüzünde bir şeyi yok diyendi

Şaşkınlığı büsbütün artan idi. Biraz daha okuyan idi 

(Allahü teâlâdan başka ibadet edilecek, 
tapılacak hak bir ilâh, bir ma’bûd yoktur. 
En güzel isimler o'nundur) [Taha: 8] mealindeki âyet-i kerimeyi düşünen idi

Taşlaşmaya başlayacak kalplerin pamuk gibi pamuk olması

İman ile Rahmetin gönlüne oluk, 
oluk yağması buluşma muştusu idi şu anda Ömer bin Hattap ile 

 Hakikaten, ne kadar doğru diyen idi

Habbâb bu sözü işitince, gizlendiği yerden fırladı ve 
tekbir getirdikten sonra müjdeyi verdi 

Müjde ya Ömer! Resûlullah efendimiz 
Allahü telâya dua ederek, 
“Ya Rabbi! Bu dini, Ebû Cehil yahut Ömer ile kuvvetlendir
buyurdu İşte bu devlet, bu saadet sana nasibi olandı Hattap Ömer idi

Bu âyet-i kerime ve bu dua, 
Hattâboğlu Ömer’in kalbindeki düşmanlığı silinen ve süpürülendi

Hemen Resûlullah nerede? Beni, Resûlullaha götürür müsünüz? Diyen idi sevinç ile

Zira kalbi, Resûlullaha tutulmuştu aşk ile iman ile

Hiçliğin perdesinin yırtılması idi şu anda ona olan 

Tüm dört halifelerimizde aynı olan bu olayların gönülde

 meydana gelmesi ve iman ile buluşması idi

Ömer bin Hattâb’ın Resûlullahı görmek için yola çıkan idi heyecanla

Resûl-i Ekrem, Hz. Erkâm’ın evinde Eshâbına nasihat veriyordu

Hattâboğlu Ömer’in geldiği, Erkâm’ın evinden görülen idi

Kılıcı da yanında idi

Heybetli, kuvvetli olduğundan, Eshâb-ı kiram, 
Resûlullahın etrafını sardı Hz. Hamza dedi ki  

Ömer’den çekinecek ne var, 
iyilik ile geldi ise, hoş geldi denilen idi

Yoksa o kılıcını çekmeden başını uçururum diyilen idi

Resûlullah efendimiz buyurdu ki  Yol verin, 

içeri gelsin denilendi, İmana gel ya Ömer, 

denilmek için beklenilen idi

Dilde hecelere dil, gönüllere adalet, 

merhametle nurla süzülen ve beklenen Ömer bin Hattap idi

Ömer bin Hattap idi bakışları değiştiren adaleti ile

Cebrail aleyhisselâm, daha önce, 

Ömer bin Hattâb’ın iman etmek için geldiğini ve yolda olduğunu haber verilen idi

Böylesine fazilet ve iman timsali adalet ve iman sahibi idi

Gelmeden önce imanı haber verilen idi

Âlemde hiç kimseye nasip olunmayan bir hal idi bu hal ve haber

Resûlullah efendimiz, onu, tebessüm buyurarak karşılan idi

Ömer bin Hattâb, Resûlullahın önünde diz çöken idi gözyaşı ile iman ile.

Resûlullah efendimiz, onu, kolundan tutup buyurulan idi: 

 İmana gel, ya Ömer denilendi muhabbetle, merhametle

O da temiz kalb ile Kelime-i şehâdeti söyleyendi

Eshâb-ı kiramın, sevinçten söyledikleri tekbir sesleri 

göğe yükselttiren idi imanı ile imana gelmesi ile

Hz. Ömer, Müslüman olduktan sonraki hâlini şöyle anlatan idi 

Müslüman olduğum zaman, Eshâb-ı kiram, 

müşriklerden gizlenir ve ibadetlerini gizli yaparlar idi

Bu duruma çok üzüldüm ve Resûlullaha sual edendi 

Ya Resûlallah! Biz hak üzere değil miyiz diyen 

Evet. Allahü telâya yemin ederim ki, 

ister ölü ister diri olunuz, muhakkak hak üzerindesiniz denilen idi 

-Ya Resûlallah! Mademki biz hak üzerinde,

 müşrikler de batıl yoldadırlar, o hâlde ne diye dinimizi gizliyoruz diyen idi

Vallahi biz, dîn-i İslâmı, küfre karşı açıklamaya daha haklı ve daha layığız diyen idi

Allahü Teâlâlın dini, Mekke’de, hiç şüphesiz üstün gelecektir diyen idi iman ile

Kavmimiz bize karşı insaflı davranırlarsa

 ne âlâ, yok taşkınlık etmek isterlerse, kendileriyle çarpışırız diyen idi

Ya Resûlallah Seni hak Peygamber olarak gönderen

 Allahü telâya yemin ederim ki, hiç çekinmeden ve korkmadan, 

oturup İslâmı anlatmadığım bir müşrik topluluğu kalmayacaktır 

diyen idi iman ile

Artık ortaya çıkalım diyen idi

Kabul buyurulunca, iki saf hâlinde dışarı çıkıp, 

Harem-i şerife doğru yürüyen idi en ön safta imanı ile

Safların birinin başında Hamza, diğerinin başında olan idi 

Sert adımlarla, toprağı un edercesine, Mescid-i harama giren idi

Kureyşli müşrikler, bir bana,

 bir Hz. Hamza’ya bakıyorlardı diyen idi iman ile

Beni bilen bilir diyen idi imanı ile

Hz. Ömer’in bu gelişi gören,

 Ebû Cehil ileri çıkıp, “Ya Ömer! Bu ne hâldir diye soru sorulan

Olayların tek yönünü görmesini sadece imansızlık ile bilen Ebu cehil

Olayların diğer yönünü bilmekten

 aciz olayın bu yönünde habersiz olan Ebu cehil nerden bilsin bu gelişi

Hz. Ömer hiç aldırış etmeden Kelime-i sehâdet getiren idi imanı il

Eşhedü en lâ ilâhe illallah 

ve eşhedü enne Muhammed en abdühû ve resûlüh 

diyen idi imanı ile korkusuzca 

Ebû Cehil ne diyeceğini şaşırtan idi. Donup kaldırtan idi imanı ile

 Hz. Ömer bu müşrik güruhuna dönerek diyen idi imanı ile 

Ey Kureyş! Beni, bilen bilir Bilmeyen bilsin ki, ben Hattâboğlu Ömer’im

Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen

 yerinden kıpırdasın diyen idi imanı ile

Kımıldayanı, kılıcımla doğrayıp yere sererim diyen idi imanı ile

Bunun üzerine Kureyşli müşrikler, 

bir anda dağılıp, oradan uzaklaştıran idi imanı ile 

Böylece, ilk defa Harem-i şerifte açıktan namaz kılındırtan idi imanı ile

Hz. Ömer, haksızlık karşısında çok hiddetli idi,

Olduğu gibi, adaletin yerine getirilmesinde de o kadar şefkatli idi

 Bu yüzden adaleti ile meşhur olmuştur idi imanı ile

Bir gün at satın almak istedi. Atı tecrübe etmek niyetiyle biniciye verdi.

Ata binen kimse, koştururken, at tökezleyip kazaya uğradı.

( Hazreti Ömer Hattaboğlu Ömer -nurlu İslamın Nurları--4 Bölüm başlıklı yazı kul mehmet tarafından 13.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.