Yeni bir çığır açıyorum bence. İktisat biliminin kurucusu Adam Smith benim bu yazdıklarımı okusa valla adam bir kez daha ölürdü. Hani o değil, tanımları dışında kullandığımdan ötürü beni tebrik de ederdi sanki. :)
 
Böyle bir açılış konuşmamızdan sonra, ciddiyetimi takınıp - ne kadar ciddi olabilirsem artık - yazıma Esneklik kavramı ile başlıyorum siz saygıdeğer okuyucularım adına.
 
 

Esneklik, diğer bir adı elastikiyet de denir ki tam olarak açılımı; bir değişkenin diğer bir değişkendeki artma veya azalma karşısında gösterdiği duyarlılıktır. Demek ki neymiş, iki değişken olacakmış elimizde. E hayat dediğiniz zaten günü gününe bile uymazken değişkenler bulmak çok zor olmasa gerek. Özellikle de insanların karakteri olarak değişkenler bulmak günümüzde hiç zor olmasa gerek.
 
 
Peki, biz burda neyi arıyoruz?
 
 
Sevgide esnekliğin ne olduğunu, nasıl meydana geldiğini... v.s. örneklerle açıklamaya çalışalım o halde. Sevginin tanımını yapmaya gerek duymuyorum, sizce var mı? Zira herkesin sevgiye bakış açısı farklı olabilir. Kimisi kediyi sever, kimisi yemek yemeyi, kimi insan sever... derken böyle sürer gider. Siz yeter ki bir kuşu, kelebeği, bir taşı sevin yeter. Hayat Sevinç'e de güzel değil ayrıca :D
 
 

Aşk deyimi artık bende sakız hissi uyandırdığından, pek inancım da yoktur buna. O nedenle saf sevgiyi daha içten ve duru bulurum, olduğu gibi. Maalesef, aşkı ellerinde çocuk oyuncağı misali kullananları gördükçe, daha da soğuduğumu anlıyorum ve sanırım ben hayatım boyunca hiçbir zaman aşk nedir bilmeyeceğim. Sakızın esnekliğini bilirsiniz. Ağızda çiğnenir, çiğlenir, bir müddet sonra çiğnenmez hale gelir ve çöpe gider. O yüzden, sakız çiğneyen erkeği de pek sevmem ben. :))
 
 

Anektod: Çiğnediğiniz sakızları yola atmayın, sonra kuşlar onları ekmek sanıp yiyor ve ölüyorlar. :P
   Sosyal mesajımızı da veririz sosyal duyarlılığı gelişmiş bir vatandaş olaraktan. :)
 
 
Konudan koptuk gidiyorum; ama keyif de alıyorum bu arada. Bakmayın siz bana, ben hem güler hem yazarım. Sözde ciddi olacaktım, beceremiyorum napim.
 
 
Sevgide esneklik falan olmaz arkadaş. Ya adam gibi seversin ya da defolup gidersin. Kim uyduruyor böyle kavramları da anlamıyorum ki :))
 
 
Başa dönersek şayet, sabit şartlar altında bir malın fiyatı arttığında talebin de o ölçüde azalmasını beklemek esnekliği verir bize. Sevgi ile bağlantısı nasıl olacak derseniz de bana göre şöyle aslında; birini çok seversin, deli gibi seversin, onun senin için yaratıldığını düşünürsün ... falan filan... Derken, verdiğiniz ilginin, sevginin karşılığını da beklenti edersiniz. Hani aşk sözcükleri dizersiniz, onun için şiirler yazarsınız, ama o kişinin belki de bu gibi yetenekleri olmadığını gözardı edersiniz. Talebin azalmasını biz burada ilgisizlik olarak gösterebiliriz aslında. Normal şartlar altında oluşan durum bu oluyor. Başka şartlarda oluşanlar varsa da bile  bu  bizim konumuz dışında. :P
 
 
Elime yüzüme bulaştırdım. Sonra ben uzun uzadıya anlatıcam ama söz!  Esneklik kavramı gerçekten üstünde kitap yazılacak derecede bir konudur, bakmayın hafife aldığıma :))  
 
 
 
Açıköğretimi   küçümsemeyin sakın, ben bu konuları birinci ve ikinci sınıfta görürken, ne işime yarayacak  hayatta diyordum. Ahan da size ispatı işte :)) Hatta bundan sonraki konuyu "Sevgide Konjonktürel Durumlar" diye mi alsam ne!  :))
 
*
 
*
 
*
 
Sevinçli
( Sevgide Esneklik başlıklı yazı Sevinç A. K. tarafından 13.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.