Uzun zamandır işlerimin dışarıda müşterilerle geçmesi sebebi ile siteyi ziyaret edememiştim..Ancak bu gün fırsat bulabildim..

 Bu aralar gündem de çok sıcak gelişmeler var..Gezi meselesi, herkesi ziyadesi ile meşgul ediyor ..Direnişi destekleyenlerle, hükümeti haklı bulanlar iki ayrı kampa ayrılmaya başladılar..Bir de benim gibi, mesele hakkında ne düşüneceğini tam olarak bilemeyenler var..Sol yanım ; Yahu gençler haklı hükümette çok ileri gitti canım diyor..Sağ yanımsa herkes her şeyi abartıyor..Ülkede bir iktidar var ve tüm engellemelere rağmen icraatlarını yapmaya çalışıyor diyor.Yani kısacası ben bir birey olarak bile, kendi içimde bir sağ sol çatışması yaşamaya başladım..

Demokrasi önemli ..Halkın talepleri elbetteki yerine getirilmeli...Ancak bu taleplerin dile getiriliş biçimi biraz eleştiriye açıktır..

Acaba daha kibar bir dil kullanılamaz mıydı ?

Şöyle duvar yazıları hayal ediyorum..:

" Sayın başbakanım siz bu konuda yanlış düşünüyorsunuz ..Gezi parkının park olarak kalması kamu için daha yararlıdır."

"Sayın başbakanım devlet olaya ilk müdahalede çok sert ve kaba davrandı.Bu konuda özür dilemeyi düşünür müsünüz ? "
"Sayın başbakanım .İcraatlarınızın bazıları bizi rahatsız ediyor.Devletten korkmak değil, devletin bize değer verdiğini bilmek istiyoruz"

"Sayın başbakanım biz başımızda bir komutan değil, bir başbakan istiyoruz"

Ama sanırım bunu sadece hayal edebilirim..Çünkü ne devletin dilinde bir  kibarlık vardı  ne de göstericilerin..
Bence makama bir saygı olmalı..Makamda bulunan kişiye saygı duymayabilirsiniz bu hakkınız var..Ancak makamın kendisine bir saygı muhakkak olmalı..Orası Türkiye Cumhuriyetinin yönetildiği makam..
Küfürler, hakaretler alaya almalar elbetteki sertliği arttırır bence doğru da değildir..

Eylemlerin başladığı günlerden sonraki ilk pazar günü ..Ne olup bittiğini merak ettiğim için..Taksime gittim..Kalabalıkta İstiklalden yukarıya yürürken..Bir anda "Partizan" bayraklarının olduğu bir gurubun içerisinde kaldım..Güçlükle Taksim meydanına çıkabildim..Direnişin merkezinde yüksekçe bir yerde çok güçlü bir ses sisteminden bir kız sloganlar atıyordu..Oraya toplanmış kalabalıkta ona eşlik ediyordu..Bu görüntü demokratik bir görüntüydü..Fakat AKM ye baktığımda dona kaldım..Pek çok illegal (!) afiş AKM nin üzerinden sarkıyordu..Bu görüntü kimileri için bir şölen yeri , çok batılı duran bir görüntü iken kimileri içinse tuhaftı..Yanımda "Nükleere hayır" yazılı pankart taşıyan bir gurup vardı....O an batıda da halk gösterileri oluyor ama adamlarda nükleer santraller elli senedir olduğu için artık gösteri jargonundan çıkartılmış her halde diye düşündüm..

Twitterde biri harartle ingilizce tweet atacak birisini arıyordu..Hükümeti dış basına şikeyet edecekmiş..Ben de ona "Neden hükümeti dışarıya şikeyet edelim ki ..Biz bu meseleyi kendi içerimizde çozmekten aciz miyiz ?" ..Diye mention attım..Cevapta "Sanırım siz ülke ile aileyi karıştırıyorsunuz..Burası bir aile değil bir ülke" dedi..Benim cevabım da şöyle oldu.." Sanırım siz kardeşçe yaşama felsefesine de karşısınız.Çünkü kardeşlikte aileye ait bir kavramdır"..Bir daha cevap gelmedi..

Lütfen her ne yaparsak yapalım..Kibarlığı elden bırakmayalım..Ve bizi yönetenler de dahil hepimizin büyük bir aile olduğunu unutmayalım..Kan dökülmesin..İnsanlar ölmesin, yaralanmasın..Derdimizi bize yakışan gibi söylemeyi başarırsak..Muhakkak neticeye kavuşulur...

Okuyan herkese selamlarımla...

ZEKİ AKYÜZ







( Hararetli Gündem başlıklı yazı Eleskowich tarafından 20.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.