Uzun zamandır Isparta'daydım. Kısa süreliğine geldim, tekrar döneceğim.

Ülke genelinde isminden pek bahsedilmeyen  bir vilayet Isparta. Bu şehir gülleriyle ve Çoban Sülü'süyle tanınır.

Şirin, sevimli bu yerleşim biriminde insanlar birbirlerine çok benzerler. Sıcakkanlı, güler yüzlü ve sevecendirler, yardımlaşmayı severler. Birinin derdi diğerinin de derdi olur  ve çözüme katkıda bulunurlar.

Konuşurken sesteki sıcaklığın ve gülen gözlerin  çekiminde kalırsınız adeta. 

Yabancısınız,  bir adres sorun, detaylı tarifin yanı sıra çoğu kez, gidilecek yere kadar refakat ederler. Güzel gönüllü insanlar bunlar.

Sıradan bir kapının ziline basın, "tanrı misafiri" diye ağırlarlar, ikramda bulunurlar. Eski Türk misafirperverlikleri burada halâ yaşıyor. Ülkemizde çok şeyin değiştiğini ve unutulduğunu görüp/bilen bizler bu kentte fazlaca bir şeyin değişmediğini gördüğümüzde şaşırmadığımızı söylersek yalan olur.

Şehir merkezi 213.500 nüfuslu. yüzölçümü: 8.933 km2. Akdeniz bölgesine dahil, Torosların yamaçlarında bir yayla şehridir. Rakım: 1.035 metre. Bizim bulunduğumuz yer: 1.200 metrede.

İklim Akdeniz iklimi denilse de, yazları o denli sıcak değil, keza kışları da ılımanlıkla ilgisi yok, kazma kürek yaktırıyor.

Gül, bu şehrin vazgeçilmeyen çiçeği, vazgeçilemeyen bitkisi gül...Şehir merkezinden uzaklaştıkça iki veya üç katlı evlerin bahçeleri rengârenk güllerle bezenmiş, sayfiyeyi andırıyor.  

Tarım alanları ve yamaçlar tamamen gül bahçeleri, pembe-yeşilden başka renk yok. Misler gibi bir koku sarıyor etrafı. Bilhassa günün ilk saatlerinde aldığınız derin derin nefesler  akşama kadar sizin  zinde kalmanızın sebebi oluyor.

Gülün yüksek zekâya ve güçlü hafızaya  olumlu katkıları olduğu yönünde bilimsel çalışmalar yapıldığını duymaktayız. Gerçekten de demans (bunama) içinde olan bir yaşlıya rastlamamış buradakiler. Komşularla sohbetlerimizde hissettirmeden değiniyorum,  90 yaşını geçmiş büyüklerinin hala daha akıllarının ve hafızalarının çok yerinde  olduğundan bahsediyorlar.

Önceleri halı dokumacılığı yaygındı. Her türlü nesnede olduğu gibi, el halıları da teknolojiye yenilerek  yerlerini makine halılarına bırakmış. Bir zamanlar ne kadar ünlüydü EL DOKUMASI ISPARTA HALILARI. Çok halı dokudum bir Isparta'lı olarak. İstanbul'daki Hilton oteli salonlarında uzun seneler kullanılan limon küfü rengindeki düz/desensiz halılarda çok ilmeklerim var :-))

Bu kentte genelde bayanların isimlerinin başında veya sonunda "gül" kelimesi vardır, Şengül, Nurgül, Songül, Ayşegül, Gülser, Gülşen, Gülümser, (daha çok örnek var).

Mayıs ayının son haftasında açmaya başlayan güller, haziran sonunda yapılan bir festivalle sezonu tamamlar. Güneş doğmadan toplanır güller, sabahın beşinden sekiz veya dokuza kadar. Güneş doğduktan sonra diriliğini kaybetmiş gül çiçeği yaprakları kozmetik  sanayinde tercih edilmezler.

1954 yılında  kurulan "GÜLBİRLİK",  altı kooperatiften ibaretti. Bugün "ROSENSE" ismiyle  8.000 üye ortaklı bir kuruluş olup günde 320 ton gül çiçeği yaprağını işleyen dört büyük tesisi vardır. 4.000 kg gül çiçeğinden 1 kg gül yağı elde edilmektedir.

Dünyadaki gül çiçeği kozmetiklerinin % 50 sini ülkemiz karşılamaktadır. İç pazarlarda satışa sunulmakla birlikte   Almanya, Hollanda, Avustralya, Kanada ve Japonya'ya ihracat yapılmaktadır. İthalat-ihracat değiş tokuşundan uzak, ülke ekonomisine "sıfır maliyetli" değerli bir katkıdır gül çiçeği kozmetik ürünleri ihracatı.

Bilinmesinde yararlı olacağı düşünülen diğer bir konu:

Gülün faydaları:

Gül, sevgi sembolüdür.

Bademcik ve boğaz iltihaplarına iyi gelir, ishali keser, yapraklarından yapılacak çay, bağırsakları rahatlatır, göz pansumanı ile göz nezlesini ve  kanlanmasını iyileştirir.

Gargara ile ağız yaralarına ve diş eti rahatsızlıklarının iyileşmesinde iyi gelir.

Gülsuyu, cildi güzelleştirir, diri ve gergin olmasını sağlar.

Küçük yaşlarda bol bol gül koklayan çocukların çok zeki oldukları müşahade edilmiştir.

Bu şehirde doğmuş ve büyümüş olmaktan mutluluk duyuyorum,

Hepinize,

Gönüller dolusu selam ve sevgiler...

Yurdagül Alkan.

( Türkiyenin Gül Bahçesi Isparta başlıklı yazı Gülalkan tarafından 25.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.