Hep öğretile geldi bize “DEVLET BABA”..”.. DEVLET ANA.”.. diye çocukluğumdan
beri..Pek kavrayamamıştım bu lakapları ;ta ki Malatya Bölge Ziraat Okulu yatılı
sınavını kazanıp kayıt yaptırana dek…
Aldılar bizi okula..Giydirdiler, yedirdiler,içirdiler,barındırlar,okuttular..
İaşe,ibate vs. her şey bedava , cabadan.. “-İşte bakın bütün bunları size
veren,yaşatan,okutan “Devlet Baba”; babamız “dedi okul müdürümüz!!! O zaman
anladım bu kavramın ne olduğunu.. On beş yaşlarında iken..
Sonra; sanırım ikinci sınıftaydım..Topladılar bizi,çıktı Müdür Bey “ – Çocuklar
yarın Reisicumhur’umuz okulumuza gelecektir.” Dedi.Ne yapmamız gerektiğini
provalı olarak akşama kadar gösterdiler,tembihlediler,öğrettiler işte..Malum
teftiş öncesi şeyler..
Bir türlü uyku tutmadı beni sabaha dek.. Öyle ya devletimizin başı,”Devlet
Baba” gelecekti. Ve o an geldi çattı..Bir sürü siyah arabalar,forslu uzunca bir
arabanın kapısı açıldı ve biri çıktı .. Heybetli,dağ gibi idi.. İşte o
Reisicumhur Cevdet Sunay’dı.. Tek sıra halinde idik.. Baştan yürümeye başladı
ve durdu yanımda..Tarif edemeyeceğim müthiş bir heyecan sardı beni; titriyordum
!!!
“- Merhaba evlat !!! “ sesini çok zor duyabildim ,kulaklarım uğulduyordu..
Elini uzattı ve benimle tokalaştı..”-sağ ol “ cevabını nasıl verebildim
bilemiyorum..Yanağımı,saçlarımı okşadı..İşte devlet babanın
eli,sevgisi,şefkatini hissettim o an.. Okul müdürümüze beni sorduğunda;” –
Okulumuzun medar-ı iftiharı..Okulumuzun birincisi “ cevabını alınca; sırtımı
okşadı ve yürümeye devam etti o vakur haliyle..
Ben hep farklı düşünmüştüm “devlet baba” yı..Elleri vardı okşayan, dili vardı
konuşan,gözleri vardı sevgiyle bakan… Oda bizim gibi insandı işte.. Rahatlamıştım..
Dede’me çok benzettim.. Tek farkı dedem gibi pala bıyıkları,elinde iri taşlı
tesbihi ve fötr şapkasının olmayışı idi…
Hep öğretile geldi bize “DEVLET BABA”..”.. DEVLET ANA.”.. diye çocukluğumdan
beri..
Ve ben bu hadise ile artık iyice öğrenmiştim ne olduğunu..
Ama büyüdükçe gördüm anayı babayı.. Hele şimdiler de BABAYI DA !!!!!
Baba otoriterdir,dağdır yaslanacağın..Şefkat doludur ananın kucağı... 32 sene
hizmet et al bak üç aylığına...Hadi baba otoriterdir de nerde analık denilen
diğer yanı?
Aç bırakır mı baba evladını ,şefkatsiz bırakır mı ana kucağını..
Ah anam vah babam ne vardı ki ebediyete aceleden gittiniz .. Bakın yetim
öksüzüm ya.!!!..
Bir sağlık kuruluşunda Devletin yani hani devlet baba-ananın ocağında; bir
prof. bayanın hakaretine mukabelede bulunuşumuz sonucu hapis cezası veren, bu
Türk Milleti,devleti adına karar verdiğini beyan eden adalet bu mu ya...?
O prof. Kadın şimdi 4.sıradan seçilmiş gitmiş meclise,sadece kendi ikrarıyla
belirttiği gibi ne olduğunu bilmeden el kaldırıp duruyor, tepeden listeye
konulmuş taltif edilmişken ; bense katkı payı şu bu ile hala sağlık
kuyruklarında ..Ama yeminliyim gitmiyorum artık resmi hastanelere !!!….
Ah anam vah babam nerdesiniz sizler ? Bakın bana öğrettiğiniz ve hep sadık
kaldığım hizmet ettiğim canımı fedaya hazır devletim nerde ?
Ben sizin adaletinizi,şefkatinizi,merhametinizi özledim..
Bir gecede,bir masada ödeniyor hesap pusulalarında üç aylığım.. Adalet bu mu ya
?
Benim babam hey gidi .koca dev babam!! Ne kadar güçlü ne kadar adilmişsin sen
!! Nasıl da bölerdin getirdiğin ekmeği sekize.. Belki de aç kalırdın sen,biz
doyalım diye !!!
Olmuyor be çakma lakaplarla olmuyor işte !!!!!
En büyüğünden başladım anlatmaya çakma lakapları.. Hepsi bu mu ? O kadar çok
ki.. Anlatma ile bitmez.. Ama anlatacağım zamanı geldikçe; daha nicelerini !!!