Aylardan Haziran,saat sıfır bir suları.Elleri cebinde genç adam bir sağa  bir sola voltalıyor.İçerde ne olup bittiğinin bilmezliğinin getirdiği sitresle sıgara üstüne sıgara yakıyordu.Zehrası beşinci çocuğuna hamile kaldığında işde oldu..Bu oğlan olacak, Benim de oğlan babası olduğumu herkesler duyacak, bilecek...diye ne çok sevinmişdi.
 
Zehra küçük bir evde doğum sancılarında '.Hiç böyle olmamıştım, sadece sancılarım bedenimde değil vucüdumun heryerinde..Ebe kadın sık dışını zehram sabaha az kaldı,ilçeye doktora gideriz inşallah saglıklık bir bebek dünyaya getirirsin,az daha sabret emi....Zehranın rengi solmuş,elleri yavaş yavaş sovuyord Yok be halime abla ben hiç böyle olmadım...Çocuklarımı yanıma çagırırmısın? dedi. Deli  deli  konuşma kız çocukları korkutacak,Arif'ide boşuna telaşlandıracaksın.
Yok abla,yok..sen hele bir çagırıver..
Arif bir saga bir sola yılgı atları gibi koşuşturuken,ebe kadın seslendi,
Arif hele bir gel.Zehra seni görmek istiyor..
Arif bir hamlede içeri girdi..o da en az zehra'sı kadar korkuyordu,Doktor  bundan sonra ki doğumlarında çok dikkatli olun, olun demişdi ama zehra dinlememiş Arifine bir erkek evlat verememenin mahcubuyetini duymuş yeniden hamile kalmışdı.Arif Zehra'nın yatagının yanıbaşına geldi,sapsarı olmuşdu yüzü...uzun uzun baktı. o bakmaya kıyamadığı gözlerinin  sanki feri kalmamışdı.
Beni istemişsin zehra...Nasılsın.elini tuttu ama Allahım bu ne sağukluktu.İrkildi..anlındaki boncuk boncuk ola terini birden fark etti.
Çok mu sancın var..Ne oldu sana zehram bak sabaha azkaldı...Ebe kadın çocuklara da seslendi,en büyüğü onikiyaşındaydı.Uykulu gözlerle annelerinin etrafına toplandılar.Zehra başını kaldırdı önce Arife baktı,eliyle Arif'in tuttuğu eli sıktı.Gözünden boncuk tanesi büyüklüğündeki yaşı boynuna doğru akıyordu. Arif korkutuyorsun beni,bak çocuklar da yanında yapma  öyle ne olur toparla kendini....Ebe kadın bunca yıldır köyde birçok kadının  doğumunu yaptırmışdı ama bu doğum onuda korkutuyordu,bir türlü kanamayı durduramıyordu...Arif dedi ,Hasan'lara gitsen arabayı alıp gelsinler zehrayı ilçeye götürmemiz  gerek, Köyle ilçe tamı tamına iki saatti. hadi Arif oyalanma oğlum...
 
Zehra tuttuğu eli bir daha  sıktı..beli belirsiz kuruyan dudaklarından ,
Bekle, diyeceklerim var....
Söyle zehram,söye canımın içi...Çocuklar ne olup bittiğini kestiremiyor,annelerinin bu durumuna bir anlam veremiyorlardı..Birbirlerine sarılmış annelerinin yüzüne bakıyorlardı...Oysa kardeş gelecek diye ne çok sevinmişler okulda kardeşinin resmini bile yapmışlardı,arkadaşlarına inat....
Zehranın sancıları gititkce dayanılmaz bir hal alıyor,rengi gittikçe sararıyordu.
Arif söye zehram.. seni dinliyoruz.
Zehra; Arif sana bir erkek evlat veremedim.Eğer kısmet olurda doğum gerçekleşirse bu da kız olacak...Sana doğruyu söyleyemedim,üzülürsün.. biliyorum çok istiyordun...Çocuklar birden birbirinin yüzüne baktı demek anneleri onlarıda kandırmışdı....Arif sus konuşma ...Senden gelen  herşeye razıyım..Allahım bana senin gibi güzel kalpli bir eş pırlanta gibi yavrular verdi. sen benim cahilliğime bakma...Beni ve çocuklarıda korkutma....Çocuklar birköşeye çekildi sessiz sessiz ağlamaya başladılar...
Zehra Arif bana birşey olursa çocuklarım sana emanet mutlaka ve mutlaka onları okut...onlarda bizim gibi cahil olmasınlar,Sen.. sen de çocuklarıma analık edecek birini bulduğunda evlen...Arif,ebe kadın ve çocuklar hüngür hüngür ağlıyorlardı,çocuklar analarına sarıldılar,kim seni bizden alacak dercesine kuçakladılar annelerini....Arif yanaklarından öptü öptü öptü...hızlı bir şekilde odadan  çıktı karanlıkta koşar adımla Hasan'lara geldi. Hasan....! Hasan...! diye seslendi köy sanki sesiyle inliyordu...Pencereyi açtı Hasan ,.hayırdır Arif ne bu hal.. Babanımı öldürdüler....Arif  o titrek sesiyle kalkHasan kalk dedi... Arabayla zehrayı ilçeye götürelim...doğum sancıları arttı....Hasan  bir cırpıda elbiselerini giydi vearabayı alıp Ariflere gittiler.
Zehra'yı arabaya taşıdılar,aracın penceresinden sanki bir daha hiç göremeyecekmiş gibi o karanlıkta evine baktı,havluyu birkez daha gözleriyle süzdü.. arkasından bakan yavrularına elveda dercesine sol elini kaldırdı....Sabah ezanı okunmaya başlamışdı ki köyden ayrıldılar. Murat nehrinin üzerine geldiklerinde arabayı durdurtu  zehra inmek isdedi,kalkamayınca pencereyi açıp aşağıda sesiz sesiz akan Murat nehrine baktı...Oğlu olsaydı eğer adını Murat koyacaktı..Elimi bırakma dedi Arif...Arif tuttuğu eli  ,eğildi öpmeye birden Zehranın boynu Arifin sol yanına düşdü...Arif Zehra'sının başını yukarıya kaldırdı,birini özleyen o yeşil gözleri kapanmamış,Murat nehrine ise ay ışıgı çoktan düşmüşdü.
( Murat Nehrine Ayışığı Düşerken başlıklı yazı İSMAİLKRKY tarafından 8.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.