Hiç gelmeyeceksin diye bekledim seni
Her hüzünlü çarşambanın ardından…
Fırlattım ardından tüm hatırları
Hoyrat ve umarsız…
Sonra bir sokak çöpçüsü gibi topladım,
Senden geriye kalanları…
Köşe başlarında beliren hayalini,
Peşinden sürüklendim caddeler boyu…
Sonra kaçtım adını bilmediğim kuytulara
Avazım çıktığı kadar haykırdım
Sesimi okşayan duvarlara
İtalik küçük harflerle yazılmışken adım…
Bir kibrit alevinin ışığı kadardı
Gözlerinin beyazlığından kalan umut…
En son hatıranı da salarken ateşin bağrına,
Avuçladım senden kalan kızgın korları…
Duman olup uçtum nihayet,
Aştım aşılmaz dağları…
Şimdi bir bilinmezin rahminde,
Kendi bağımı kesmek için,
Doğumu bekliyorum aşkın evinde…
Bir türkü çalınıyor uzaklardan kulaklarıma
Sayıklıyorum uyanıkken sevgilim
Hayalin doluyor ağladığımız odama…
Kokunu özledim derdin ya işte o yüzden,
İşte o yüzden kırgınım baharlara…
En son çiçek düşene dek sevecek
En son yaprak uçana dek bekleyeceğim
Sonra kuruyan gözyaşlarımın peşine
Bir daha gelme diye haykırış ekleyeceğim…
Zekeriya EFİLOĞLU
Gazinatep