Bir Şiirin Hüzün Hikayesi
Bir
çiçek büyütmek istedim, gönlümde
Şöyle güzel kokulu ve gösterişli..
Tek olsun istedim ömrümde..
Açtıkça aydınlansın yüzüm,
gülüşlerim gamzeli..
Sonra bir bahçem, lalemde olsun Gülümde..
Şöyle sıra sıra ve
renkli renkli..
Koklamak istedim hepsini tek nefeste..
Sarhoşluğu sarsın dört yanımı,
Hevesliydim o denli..
Ama…
Gülle başladı
herşey.. Masum bir gül.. Tek derdi bana güzelliğini sunmak.. Kokusuyla,
asaletiyle, görkemiyle.. Yer etmek istedi gönül bahçemde.. Korkuyordum, ya
hakkınI veremezsem, ya bir gün yalnız bırakırsam seni.. Ya hissedemezsem
kokunu.. Ama o kadar masum yaklaşıyordu ki.. Canın sağolsun dercesine..
Korkularımla davet ettim.. Korkularım aldı karanlığa götürdü beni.. O kadar kör
olmuştum ki.. Işığı unutmuştum.. Bakamadım bahçeme, baksam da göremez olmuştum
O masumca çabayı.. Beni tekrar kendisine dönderme çabasını.. Belki biraz
yaklaşsam okşasam yapraklarını..Ama olmadı.. Gün geçtikçe bükmeye başladı
boynunu, arada bir irkilmeye çalıştı.. Hani olur ya diye.. Dönemedim.. Bu nasıl
bir körlüktür.. Göremedim.. Biliyordum önceden ,küserse gül, güler mi bir daha
yüzüme.. Dayanacak gücü kalmayınca bıraktı kendini, ilk başlarda yumuşak ama
gün geçtikçe katılaşan sert yüreğime.. O nasıl bir düşmektir öyle.. O kadar mı
mecalsiz kaldın.. O kadar mı direndin.. O kadar mı acımasız kaldım sana ben..
Düştüğünde serpti yüreğime kurumaya yüz tutmuş yapraklarını.. Hüzün kokmaya
başladı her yanım.. Pişmanlık ise cabası.. Kendime olan kızgınlığım ve
pişmanlığım sonunda akan gözyaşlarımı damlatsam da yüreğe, yeşertmedi..
Bir masum güle
mezar olan katı yüreğimi onarma çabası.. Artık o bekleyiş sırası bende. Bir
zamanlar güldeki duygu, olur ya hani? Gelirse bir misafir, ışığımı çevirmicem
ondan.. Herşeyimle onu güzel ağırlıcam.. Aklımdan da çıkmıyorki, güle mezar
olmuş bir gönül..
Derken..
Şans mı desem, kaderim mi?
Bir çiçeğe daha rastladım.. Bembeyaz yaprakları, temiz
tertemiz..Kokusu ta ötelerden hissedilmişti zaten.. Ama neeeerdeee… Gelir mi
hiç bana? Girmek ister mi bu gönlüme ?Bunları söyleten de vicdandı.. Dışarıdan
görünmeyen vicdan.. Duymamış olmalı ki gülün hikayesini, bana yaklaşıyordu..
Düşündüm bir an, vicdanın sıcaklığı mıydı onu çeken?O da yalnız olmalı ki,
yaprakları gibi bembeyaz be temiz bir ses tonuyla, bahçende yer var mı?
Bakakaldım.. Ya konuşmayı unuttum, ya da çiçeklerin dilinden anlamaz oldum..
Ama bu farklı bir şey sevinçle endişe arasında bir duygu.. Kısık bir sesle
buyur ettim.. Güle yaptıklarım aklıma geldikçe, daha çok bağlandım.. Her
yapraklarına baktıkça, tertemiz bir sayfa açıyordum ömrüme..Bu ömrümü ise
yaptığım güzelliklerle süslüyordum.. Her sabah yeni bir sayfa heyecanıyla
uyanıyordum.. gün geçtikçe de büyüyordu.. Hem benim ona olan bağlılığım, hem
çiçeğin kendisi.. Daralmaya başladı artık yüreğim.. dar gelmeye başladı..
sığamaz oldu.. Tam o olmadan yaşamın zor olacağını düşünmeye başlamışken, ya
giderse korkusu başladı.. Hani bir zamanlar gülün gitme ihtimalini umursamayan
gönül vardı ya o işte şimdi bunları yaşayan.. Ama gül gitmemişti, ölmek
pahasına da olsa son nefesine kadar beklemişti beni.. Şimdi aynı şeyleri bekler
oldum..Umursamamazlık yerini, terk edilme korkusuna bırakmıştı..
Belkide yaşadıklarım
gülün ahı mıydı? Hayır dedim, o gül ah etmeyecek kadar temizdi..
Beklenen korkum gerçekleşti..Bir sabah açamadım hayatıma
yeni sayfa.. Bırakmıştı beni..terk etmişti.
Gülde iken gömüldüğüm karanlık, ışığa o kadar muhtaç
etmişti ki, beyaz çiçeğin en küçük ışığına aldandım.. meğerse o kadarda masum
değilmiş.. Bunların bütün suçlusu benim tabi ki, hayatına ışık tutanlara önem
vermezsen, sahtelere muhtaç olur ve aldanırsın..
O kadar derin izler
oluştu ki yüreğimde, ne bahar gelir, ne de baharı bahar yapan bir çiçek..
Yılmaz SOMUNCU/ KAYSERİ
(
Bir Şiirin Hüzün Hikayesi başlıklı yazı
Ebrar_ tarafından
27.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.