Online Üye
Online Ziyaretçi
Şu bulutlar ve sema,bu ağaçlar ve yaprak,
Ya ukbalarla hüma,kimin ola ki toprak ?
Benden sual eder mi yerde minik karınca ?
Ne cevap veririm ben,yarın Hak'ka varınca?
…
Karısı tembihlemiş:-efendi unutma bak,
Gelirken bir ciğer al,akşam yeriz bir tabak.
Hocanın keyfi gelmiş tastamam yüreğine,
Pek sever dayanamaz,kuzunun ciğerine.
Varmış girmiş kasaba görmüş taze ciğeri,
Dökmüş tartmış hesaba,ikilemiş ciğeri.
-Bize ciğer ver demiş; iki kuzu ciğeri,
-Biri komşuya olsun,bizim olsun diğeri.
Kasap keyifle hemen sarmış taze ciğeri,
Demiş:- siftah sendense,benden olsun diğeri ?
Hoca teşekkür etmiş şöyle süzmüş kasabı,
-Hele köftehor demiş; pay edersin sevabı !
Önce parayı sayıp tutuşturmuş eline,
Çıkmış teşekkür edip,tekraren izzetine.
Hatırlatmış sünneti:-ya Rab demiş; nasip et,
Allah'ım bu milleti,her zaman payidar et !
…
Eve getirip sermiş ciğerlerin tekini,
Dönüp komşuya vermiş,yiyin diye pekini.
Koca karısı hemen toplamış avaneyi,
Yalnız olmaz aş deyip,şenlendirmiş haneyi.
Bitirmişler ciğeri üç beş lokma derken bak,
Sünnetlemiş diğeri,hocaya kalmış tabak.
Koca karısı şaşkın gülse mi ağlasa mı?
Özrü suçundan aşkın,kediye bağlasa mı?
Hoca gelmiş akşama sofrada birkaç çörek,
-Hatun, demiş:-aksama,getir ciğeri görek.
Koca karısı demiş:-Efendi ne söylersin?
-Ciğer miğer kalmadı,sor kediye söylesin!
Kedi işten habersiz kokluyorken havayı,
Koca karı çaresiz,Hoca çakmış davayı.
-Gel pisi pisi, demiş:-el kantarım şurada,
-Nasıl ciğeri yemiş onca insan burada?
Hocanın bir sözüne kedi koşarak gelmiş,
Koymuş kefe gözüne, Hoca kantarı germiş.
-Be hey mübarek, demiş; vardın iki okkalık,
Kocakarı çaresiz başını öne eğmiş,
Hoca oturmuş sessiz, eli çöreğe değmiş.
...
Cömertlikti mayamız; nasıl çalabildik mi?
Kıssadan hissemizi,bilmem alabildik mi?
Feyzullah AKGÜL