1-
Kaval


Nerede, ne zaman kapımızı çalar aşk? Bir misafir midir yoksa? Sonsuza dek kalacak bir türkü müdür? Hiçbir zaman bilemeyiz bunları ama aşkı hep bekleriz, bir yerlerden çıksın gelsin diye.

Ve mutlaka gelir.

Aşk aynı zamanda insanın acı yanıdır. Coşkusu bile hüzünlüdür. Hele ki törelerin cirit attığı yerlerde yaşanıyorsa aşk, çaresizliktir kaçınılmazdır.

Beytullah Özilhan, ilk romanı 'Kaval'da törelerin acımasızlığında filizlenmeye çalışan aşkın yol haritasını çıkarırken birçok gerçeğe de ışık tutuyor. Herşey aşk kazansın diyedir...
(Arka Kapak)
Yazar: Beytullah Özilhan
Yayın Evi: Sone Yayınları
Boyut: 14.0x20.0
Format: Kitap
Kalite: 2. Hamur Ciltsiz
Sayfa: 279
ISBN: 9786055941246

2-Bal
Kocası İbrahim'i yıldırım çarptığında, Gülsüm ana, el kadar iki çocukla, tek başına kala kalmıştı. İbrahim de kendisi gibi yetimdi. Dünyada; candan yanacak kimseleri yoktu birbirinden başka... "Gençsin, çocukların yuvaya ver evlen, ölenle kim ölmüş ki" deseler de; Gülsüm ana "o defter kapandı" deyip, çocuklarını aç açıkta bırakmamak için, saçını süpürge, ellerini kürek yapmıştı. Dünyadan tek beklentisi, çocuklarına öksüzlüklerini hissettirmemekti. Çünkü öksüzlüğün ateşten gömlek olduğunu kendisi de iyi biliyordu. O gömleği çocuklarına giydirmemek için, onlara hem anne hem de baba olmuştu.


Stok Kodu : 9786056317354
Boyut : 145-215
Sayfa Sayısı : 319
Basım Yeri : İstanbul
Basım Tarihi : 2013-04
Kapak Türü : Karton
Kağıt Türü : 2. Hamur
Dili : Türkçe


3-Koreli

Sonradan öğrendim ki o gece alayın yarısını arkamızda şehit bıramışız. Bu hengamede Şahin'le de birbirimizi kaybettik. Sonunda geçidi aşmıştık. Peki kurtulmuş muyduk? Nerdee! Dağlardan aşağı çekirge sürüsü gibi insan akıyordu. İt uluması gibi pis pis sesler çıkartıyorlardı. Bizim, "Allah Allah!" naralarımızla, onların ulumaları birbirine karışmıştı. İş süngüye düşecek şekilde birbirimize girdik. Gecenin karanlığında ölüm çığlıkları yankılanıyordu. Zifiri karanlıkta cesetlere basarak yürüyordum. Bir an birisinin sırtıma sırt verdiğini hissettim. O da çıldırmış gibi süngüsünü sağa sola sallıyordu. Kimdir diye dönüp bakmaya bile fırsat bulamadım. Sırt verdiğine göre bizden olmalıydı. Onunla ilgilenmeyip önüme çıkan herkese süngüyü can havliyle daldırıyordum. Kendimden geçmiştim. Gözlerim bir şey görmüyordu. Duyduklarımla hareket ediyordum. Süngüm hedefi bulduğunda tok bir ses çıkartıyordu. Sadece o sese odaklanmıştım. O ses benim için ölüm kalım sesiydi.



Stok Kodu : 9786055941901
Boyut : 145-205
Sayfa Sayısı : 288
Basım Yeri : İstanbul
Basım Tarihi : 2011-05
Kapak Türü : Karton
Kağıt Türü : 2. Hamur
Dili : Türkçe



4-Dişçi
Uzak kentin sıcak insan hikayeleri.

Bazen masal sanılıp bazen gerçeğin ta kendisi olduğunu görmek şaşırtıcı, bir o kadar da sürükleyici. Küçük insanların hayata nasıl sımsıkı tutunduklarını ve aralarındaki ilişkilerin sürekliliğne dair kıyasıya bir mücadele var. Bir solukta okunan roman mı yoksa masal mı bilinmez. Hayat küçük bir adamın avucunda, tadı tuzuyla anlamlaşıyor. Yaşayan her insanın hayatı onun masalıdır. Kimisi masalının baş kahramanını başkalarına kaptırıp kendisi figüran, seyirci olurken okuma yazma bilmeyen Musa Ağa, tüm fiziki olumsuzlukları adeta eksik parmaklarıyla bir kenara itip kendi rolünün kimseye kaptırmadığının mücadelesini veriyor. Yazar bembeyaz patiskanın üzerine geleneklerin dilini, inancını ve yaşamın zorluklarını nakış gibi işlemiş. Okurken acımsı bir tat veriyor. Romanın iyi ya da kötü adamı yok. Kimi hayatı kıyısından kenarından seyrederken, kimi de Musa Ağa gibi birçok olumsuzluğu lehine çevirerek sezdirmeden intikam alıyor. Boyu kısa bir adam her şeyini kaybediyor. Parmakları eksik, ancak kendini masal kahramanı rolüne kaptırmadığı gibi asla sürünün topal koyunu da olmuyor.

Keje Elif Orhan



***

Kendi Kaleminden Beytullah Özilhan:

Beytullah Özilhan, 1947 Erzincan ili Tercan kazasına bağlı Osmanlının Hoğik Cumhuriyetinin Gökce köyünde doğdum. Doğum tarihim anamın yaptığı parmak hesabına göre kaydedilmiştir. Yedi çocuklu ailenin iki numarasıyım. Harf denen eğri büğrü çizgilerle ilk tanışmam köyümün toprak damlı mektebinde oldu. Babam bütün imkânlarını kullanıp iki yılda Tercan’daki taş mektepte okuttu. Babamın istediği, omzu yıldızlı subay olmamdı. İmkânsızlıklardan dolayı babamın omzu yıldızlı subay olma hayelleri bir anda buharlaşıp uçtu. 1960’ta taşı toprağı altın denen İstanbul’a geldim. Çeşitli işlerde çalışıp emekli olana kadar her duyarlı insan gibi çok da bedel ödedim. Beş kızım, dört torunum var. Halen İstanbul’da ikamaet etmekteyim. 

***

Yazarın Kitaplarının Temin Edilebileceği adresler:
http://www.pandora.com.tr/urun/disci/316996
http://www.kitapstore.com/Magaza/Kisi/Liste/42565/Beytullah-Ozilhan/
http://www.kitapadresi.com/beytullah-ozilhan-w15001.html
http://kitap.antoloji.com/beytullah-ozilhan/
http://www.kitapvitrini.com/beytullah-ozilhan-w48710.html
( Beytullah Özilhan'dan Dört Kitap başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 16.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.