Sen Ağlat
İçine yut acılarının en koyu zehrini ki ölmesin kuşlar
Kırılırsa gözlerinde büyüttüğün faylar, usulca çökerim
Azameti kaybolur sesinin
Ağlatma beni demiştim ağlat/ama
/Bak yağmur kadar yakışmaz bana ağlamak
Kim söylediyse kirpiklerine kavuşmayı!
Bu nasıl bir sadakat
“Avaz avaz ayrılıkları çağırıyorum”
Hangi yalanın avutabilir doğmamış yalnızlıkları
Bir yolcunun endişeli adımlarından düşer yüreğin
Öğretmediler mi sana bu yaraların merhemi olmadığını
Ağlatma beni demiştim ağlat/ama
/Gitmelerin en keskin ucuyla kestin dilimi
Kim öğrettiyse gözlerine karanlıkla sevişmeyi
Soyunup çırıl çıplak yokluğuna
“Ellerimin çaresizliğini lanetliyorum”
Söylenmemiş bir sözün, yazılmamış bir şiirin kaldıysa
Apaçık görüp ebemkuşağının altından geçmediysen
Söylemediler mi sana bir daha fırsatın olmayacak
Ağlatma beni demiştim ağlat/ama
/Zor kullanıp, başıma silah dayayıp sürdün beni gönlünden
Kim apar topar kaçırmışsa seni gülizardan
Ellerim kan içinde
“Bülbüle vuslat için yalvarıyorum”
Sevaplarımı günahlarımı doldurup heybeme düştüm yollara
Ey yar! Bu çöller aşılmıyor
Geçip gitme ardın sıra gelenin vardır demediler mi sana
Ağlatma beni demiştim ağlat. Ama
/Gelip görme perişan halimi, kalbimi taş arasında tutuyorum
Kim darağaçlarından indirmişse beni
Görmüyorlar lavların içinde gizlenmiş yazımı
“Celladıma şu yüreğimi de kör et diyorum”
Ağlatma beni demiştim ağlatma ama şimdi sen ağlat beni…
Nevim Karahan