CANLI YAYIN

Ka’b, Akabe Biatı’nda Hz. Muhammed’e (s.a.s.) biat etmiş sahabelerden biridir. Bedir Savaşı’na katılamamış olduğu için, Akabe Biatı’nı çok önemsemektedir. Tekerleğin tümseği aştığı süreçte Tebûk Seferi yapılacaktır. Daha önceki gazaların nereye yapılacağı bilinmezken bu seferin yönü belli edilir. Çünkü mevsim sıcak ve yollar uzaktır.

Ka’b, her zamankinden iyi imkâna sahiptir. Hazırlık için çarşıya çıkar ve bir şey yapmadan geri döner. Bu durum birkaç gün yinelenir ama tembellik ağır basar. Herkes gittikten sonra bile arkalarından yetişmeyi düşünür ama sonunda gidemez; kalır. Bakar ki kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve münafık damgası yemiş adamlarla birliktedir. Kimlerle olduğuna bakar ve üzülür.

Ka’b hâdisesi Tevbe Suresi’nde anlatılır. Ancak ben Akif’in, Bedrin Aslanları’na gönderme yaptığı Çanakkale şiirine bakarak “Çanakkale Şehitleri” günlerine bir katkıda bulunmak istedim. Gelmeden önce, gelince, geçmek üzereyken… Düşüncelerimi, hislerimi dile getirmek istedim. “Zararın neresinden dönersen kârdır” diyerek yazmayı denedim. Çok şey vardı ama nereden başlamalıydım? Ama tercih hakkım yoktu. M. Akif Ersoy İstiklal Marşı’nı yazan tek kişi olduğu gibi, Çanakkale’yi de yazan tek şairdi. Ancak Akif, o günlerde neredeydi?

Şiirin altındaki tarih ve yere baktığımızda, Necid çöllerindeydi. Memleketinden 3500-4.000 km. uzakta. Muazzama İstasyonunda. Zaman tünelinde 1915 yılına, Arabistan’a ışınlanıyoruz. Akif’in anlattığı boğaz hani şimdilerde televizyonlardaki naklen yayın gibidir. Görmeyen birinin göstermesi mümkün müdür? O zaman geriye bir ihtimal kalmaktadır: Şair, Gelibolu sırtlarını Necid çöllerinden görmüştür.

Nasıl mı?

Hz. Ömer Sâriye adlı komutanı cepheye gönderir. Kendisi Medine’de, Cuma minberindedir. Hutbe okurken bir ara cümlelerin arasına “Ya Sâriye! Dağa, dağa!” hitabı giriverir.  Sâriye nerede, Ömer nerededir? Akif’in durumunu düşünen Bahtiyar Vahabzade ‘Akif’in kulağına meleklerin fısıldadığı’ kanaatindedir. Ancak Kuşçubaşı Eşref olayı anlatırken, Akif’in telgraf dairesinde, kulağının memlekette olduğunu söylemektedir.

Hz. Ömer’den Akif’e giden bir yol vardır. Neşet Ertaş’ın Gönül Dağı’nda dillendirdiği gibi, ‘Kalpten kalbe bir yol vardır bilinmez.’ Bunu anlamak, o yolu somut olarak görebilmek için yine Akif’in ‘Ömerle Kocakarı’ şiirini okumak yeterlidir.

Gündem geçti diyerek kendime verdiğim tembellik telkininden kurtulmak için, 15 yıldır düştüğüm İtalyan Çukuru’ndan çıktığım şu günlerdeki yoğun gündemime rağmen bu satırları karalamayı göze aldım. Gündem ya da tren geçmedi. Akif, taaa… Necid çöllerinden gündeme katıldı. ‘İyi ki de katılmış’ diyorum. Yoksa Boğaz Harbi’ni anlatan böyle muhteşem bir şiir olmayacaktı.

Arabistan çöllerinden Çanakkale’yi seyredip Boğaz Harbi’ni anlatan Akif, gerçekte canlı yayın yapmaktaydı. Ama gönülden gönüle giden ve bilinmeyen bir yolla…

( Canlı Yayın başlıklı yazı Mustafa IŞIK tarafından 20.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.