SUSMAK VE SABIR EN BÜYÜK CESARETTİR


Bu hayatın içine çöreklenen düşüncelerin düşüncesizliği, insanın elini kolunu bağlar sananlar, aslın da hep kendini kandıranlardır. Kim kimi eni konu tanıyordur acaba? Ya da ne bileyim, ne kadar insanlarla insanca ilişkiler içindedirler? İnsanca diyorum: insanı duygular taşımak, en başta empati yeteneğine haiz olmak demektir.  Zira, siz eğer bu yeteneğe sahip değil iseniz veya bu yeteneğinizi(!) göz ardı ediyorsanız( muhtemeldir ki, işinize gelmediği içindir.) önce aynayı kendinize tutmanız gerekmektedir. Bunu yaptıktan sonra ise, kendi yüzünüze en direk bakabilmeniz mesela. Ama ki: işi pişkinliğe vuruyorsanız da unutulmamalıdır ki, çok pişen hamurlaşır ve mideye oturur. Kimsede ona kaşık salmaz. 

Mevlana felsefesi, keşke herkesin şiarı olsa idi. Hiç olmazsa, insan olmanın bilinci tavan yapmış olurdu. Sevmenin, yaratandan ötürü güzelliği, şaha kalkardı. Hatta, menfaatsiz sevmelerinin, Allah katında ne çok kapıyı açtığını anlardı, insanlar. Ektiğini biçmenin hazzı ile ne çok şüküre boğulurdu değil mi? Mum gibi dibi karanlık kalsa bile, acze düşmüş insanlara ışık tutardı en azından. Bu bile ona, bildiklerini paylaşma şansı tanırken, vicdanı rahat ve huzurlu biri olma yetisini geliştirirdi. Boş şeylerle uğraşarak, ne kendinin zamanını eritirdi ne de muhataplarının. Bilmişlik merkezine olan sadakatini, biraz da benden daha fazla bilen birileri vardır diyerek, öğrenmeye gayret etme azmine ekleseydi, daha bilinçli, daha insancıl olmaz mıydı? Gaf üstüne gaf yaparak, Allah katındaki yerinden bile olmak üzere olduğunun farkına varmaz mıydı, dersiniz!!!

Son günlerde sosyal medya da bir Google'ye yaz hemen çıkıyor furyası mevcut. Hakikaten de doğru. Ne ararsan elinin altında. Lakin: elinin altında olanın ne olduğu ve hangi akla hizmet ettiği çok önemlidir. Bunun en başında ise şirk gelmektedir. Bir el bombası misali, ahirette pimi çekilmek üzere, yanı başınıza kurulmuş duruyordur. Birileri çıkıyor, bir kaç ayet ile bir şeyler karalıyor. Yeter mi? Yetmez... Peygamberlik gibi ( sümme haşa) bir korkunç iddia bile atıyor ortaya. Okumuş yazmış biri olarak hemde. Eee, şimdi sormazlar mı: ''Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu'', diye... Kişilik bölünmesi denen olgu bile çok masum kalır, bunun yanında. Siz istediğiniz kadar muhatap olmamaya çalışın ya da duymazdan ve görmezden gelmeye çalışın, amaç art niyet ise, sizi ve sınırlarınızı zorlar durur. Susarsınız. Gerek yetiştirilme tarzınız, gerek edep ve adabınız, gerek ise insan olma vasfınız, sizi buna iter. Hani, halk arasında ''Seviye meselesi.'' veya '' Seviyemi düşürmem.'' ilkesi vardır ya, hahh işte ondan dolayı, s u s a r s ı n ı z...

Çare midir? Olur mu canımmm... '' Edepli edebinden sustukça, edepsiz meydanı boş sanıp, salınmaya devam ettiği gibi, şirk sayılacak benzetmeler ile cüretini aşmaya devam etmektedir.'' Gittiği falcıları diline hiç düşürmez, ne hikmetse. Dürüsttür(!)... Hak ehlidir(!)... Ve inanılmaz olan ise, üst düzey eğitime sahip olmasıdır. Eleştirir(!), yaptıklarını dillendirenleri yerdikce yerer ama kendinin bu anlamda sayfalarca yazı ve şiiri mevcuttur. Şimdi, tüm bunlardan sonra ne ahkam kesmeye hakkı olmadığının farkındadır ne o ayetlerin de vebalini omuzlarına yüklediğinin, ne kul hakkı aldığının, ne de peygamberlik yakıştırması ile şirk koştuğunun farkındadır... Yahu, bre insan(!), senin aklın, izanın ve vicdanın nerede ikamet ediyor? Ettiğin Hipokrat yemini, kabusunduda, sol yanından üfledin gitti mi? İşte farkımız burada, bariz bir şekilde kendini gösteriyor. Ben de sana dair bir çok şey biliyorum. Falcı buna örnekti. Seviyene inip onları, deşifre etmeli miyim peki? Ama Google'den ayet eklemekle, okumakla adam olunmadığını sergilemeye devam eden sensin. Keşke enerjini biraz da kendine öz eleştiri yapmaya versen de, daha fazla kul hakkı almasan diyorum, hani!!! Her şeye rağmen, kendi iyiliğin için... Yalan dünyanın varlığı ve varlıkları ile harcadığın zamanın, aslolan dünya da önüne çekeceği seti görmen için, mesela...
Çünkü ben, edebinin mayası kanına işlemiş biriyim. Her ne kadar sen susturdum sanıp, naralar atsan da(!)... Demek ki: gerçekten '' Okumakla adam olunmuyor.'' muş değil mi?

Unutma ki: susmak ve sabır, hem edep hem de en büyük cesaret göstergesidir...

HÜZÜN ŞAİRİ: N Y


( Susmak Ve Sabır En Büyük Cesarettir başlıklı yazı Hüzün Şairi tarafından 25.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.