Ağaçların gövdesine sevdayı yazacak ellerime küsmüşüm
Ben bu devranda, içime doğacak güneşe sırtımı dönmüşüm…

Kuşlar konmaz kefenime
Renk vermez baharlar, gözlerim siyah beyaz
Karanlık üşüşür acizliğime
Soysuz kalabalıklar değiş tokuş eder özlemimi
Sonra bir kâğıt havalanır
Uçurtmadır, belki de ateşe düşen mavi…

Devirdik zamanları
Beraber şarkılar söyledik aynı dilden
Irzını emanet etmiş sevdalar büyüttük yeminle
Ağzımızda yasaların kelepçesi dururken
Ezan sesine döner gözlerimizdeki karanlık
Sonra ses kesilir
Savaştır, belki de yere düşen esmer çocuk…

Telaşıyla bahtiyardır yeni iklim
Göğsümüzde açar barışın kardelenleri
Dağlar yeşili giyer, denizler çocukları
Hani avuçlayarak içimize sığınmış umutları
Toprağa, suya, havaya hasret kalarak
Dört duvar rezilliğinde
Hayat yaşanmaya yine değerse
Savaş biter
Ya da biz,
Belki de biter, bu esmer acılar…

( Esmer Acılar başlıklı yazı ozge-demir tarafından 19.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.