SIR


Gökkubbeye savrulan yıldızlar üşüyorken
Bir hicrana boy veren isyanmış tek ağrısı.
Hayli kurak toprağa ilk tohum düşüyorken
Kulağımı çınlatan bu ses neyin çağrısı?
Şafak vakti doğrulup hüznümü eşiyorken
Netice hasbelkader, yanılgıydı doğrusu..


Yüreğimde acıyı kucaklayan yaslı sır
Suskunluk lisanını unutur sözlerimde.
Gözümü yumduğum an belki geçer bin asır
Bir anne şevkatini büyütür gözlerimde.
Yıllar var ki bu ruhum aciz bedene esir
Hüznü sarıp sarmalar uyutur dizlerimde.


Bir el bağrımı oyar geceleri aklarken
Kaybederim ansızın hem bugünü hem dünü.
Ve ben zarar içinden kârları ayıklarken
Hesap bilançosundan haykırır mahşer günü.
Can havliyle kaçışı rüyamda sayıklarken
Neden bedenim değil nefsim yaşar sürgünü?


Asıl var ki inkardan yine aslına döner
Ahvali sual eder der ki; sonuç madem bu
Yangına üfleyerek ya tutuşur ya söner
Nefsi müdafa için seyir eden Âdem bu...
Ne mutluluk görünür ne de gözyaşı diner
Çift düşünce içinde gezerken iradem bu !


ELİF KESKİN KARABULUT.../ ŞİİRLERİN ŞAİRİ...
10.09.2014.../ 21:52
 


( Sır başlıklı yazı Şiirle.ŞAİRİ tarafından 14.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.