Türk Dil Kurumu tarafından yazılan Türkçe Sözlük’de sevgi ile ilgili sözcükler şu şekilde tanımlanmıştır:


Sevgi:İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.


Sevgi seli:Sevginin yoğun olarak sergilenmesi.


Sevgisiz:Sevgisi olmayan.


Sevgisizlik:Sevgisiz olma durumu.


Sevgi, zorlama olmadan, yalnız özgür olduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir(Spinoza, 1986, s.8).

 

Sevgi, kişinin kendi bütünlüğünü, bireyselliğini koruyarak gerçekleştirdiği bir birliktir. Sevgi, insana özgü dünyadan bir şeyler vermektir. Bunlar ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgidir(Fromm, 1995, 17, 45).

 

Sevgi, kolların her zaman açık oluşudur. Sevgi için kollarınızı kaparsanız, kendinizin dışında tutacak hiçbir şey kalmadığını görürsünüz(Buscaglia, 1985,1987,1987).

 

Sevgi; birlikte olmaktan zevk almak, anlayışlı olmak, birbirinden gurur duymak, saygılı olmak, birbirine özen göstermek, etkin dinlemek, ilgi göstermek, sabırlı olmak, paylaşmak, güvenmek, birbirine öğretmek, fırsat vermek, konuşmak, dokunmak, beraber vakit geçirmek, zaman ayırmak, affetmek, üretmek, iletişim kurmak, empati kurmak, duygularını çeşitli şekillerde ifade etmektir(Tuğrul, 2005, s.6).

 

Sevgiyi en geniş anlamda: “İnsanları birbirine yaklaştıran olumlu ve iyi duyguların tümü.” olarak tanımlamak yanlış olmaz. Sevecenlik, ilgililik, anlayış, hoşgörü, acıma, bağlılık ve beğenme de bu duygunun ürünleridir(Yörükoğlu, 1979).

 

Sevgi, insanları birbirlerine yakınlaştıran “görünmez bağ” denilebilecek bir duygudur. Nasıl ki, atomun içinde nötron, proton ve elektron varsa ve bunları birbirine bağlayan şey çekim kuvveti ise; canlılar arasında çekimi sağlayan şey de, sevgi duygusudur(Tarhan, 2006, s. 65).


Sevgiye ümit eklendiğinde, insanı harekete geçirir ve yaşama sevincini artırır. Sevgiyle ümit beraber olduğunda motivasyon ortaya çıkar(Tarhan, 2006, s. 66).


Sevgi, bir şeye yaşam vermek, sevilen şeyin canlılığını arttırabilmektir. Sevgi insanı yeniler ve zenginleştirir. Oysa sevgi, sevgiye sahip olma biçiminde yaşandığında sevilen kişi ya da nesne tutulur, kapatılır ve denetlenir. Bu, sevilen kişinin ya da nesnenin boğulması, öldürülmesi demektir(Geçtan, 1984, s.29).

 

Eğitim:


Eğitim alanında çalışan her bilim adamının, eğitimle uğraşan her eğitimcinin, her öğretmenin kendine özgü geliştirdiği bir eğitim tanımı vardır. Eğitim alanında yazılmış her kitapta, her yazıda eğitimin değişik biçimde yapılmış tanımlarına rastlanır. Sözlüklerde bile eğitimin değişik tanımları bulunur. Eğitimin, geniş bir alan olması yüzünden değişik yönlerden görülmesi, bu görünüşe göre de değişik tanımların yapılması doğaldır. Bu tanımların da yanlış olduğu söylenemez(Başaran, 1996, s.172).

 

Eğitim, bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir(Ertürk, 1974, s.12).


Yeni kuşakların, toplum yaşamında yerlerini almak için, hazırlanırken, gerekli bilgi, beceri ve anlayışlar elde etmelerine ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme etkinliği.


Önceden saptanmış amaçlara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizgesi.


Belli bir konuda, bir bilgi ya da bilim dalında yetiştirme ve geliştirme.

Her kuşağa, geçmişin bilgi ve deneylerini düzenli bir biçimde aktarma ya da kazandırma işi(Oğuzkan,1974).


Bir çocuğu, bir kimseyi, eğitmek, okutmak yetiştirmek eylemi.


Eğitimli bir kimsenin bu yanını meydana getiren bilgiler.


İnsan topluluklarında kültürün geliştirilmesi için yararlanılan araçların tümü.


Eğitmek amacıyla verilen dersler, bilgiler (Larousse,1971).

 

Sevgi Eğitimi:

“ Eğitim ve Sevgi” sözcükleri bir araya getirilmesi gereken en uygun iki sözcüktür. Modern eğitim olarak çağımıza damgasını vuran bütün eğitime ilişkin kuramlarda ,üstü kapalı olsa da aslında sevgi hep ön plandadır. Maslow, benlik kuramında insanın değerli, kendine özgü ve iyiye yönelik bir öz bene sahip olduğunu ileri sürmektedir(Özden, 2003).

 

Sevgi; kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir.


 Eğitim ise; öğretilen her şeyi, verilen bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları, değer yargılarını, görgü kurallarını ve insanın sosyalleşmesi için gerekli olan tüm toplumsal değerleri kapsar.

 

Genel olarak bakıldığında; bizi başkalarıyla iletişime açık kılan, bir başkasını özveri ile sevmenin önündeki engelleri ortadan kaldırarak; bunun en iyi biçimde gerçekleştiği alan, bir insan- kültür etkenliği olan ‘eğitim’dir. Sevgiye dayalı bir eğitim ortamının öğrencide saklı olan güçleri, duyarlılığı ve yaratıcı potansiyeli ortaya çıkarmada daha etkili olacağı savından yola çıkılmaktadır.

 

Bilimin, sanatın, felsefenin sağlıklı olarak gelişip ilerlemesi için buyrukların işe karışmadığı, hoşgörünün, her türlü maddi ve manevi desteğin bulunduğu bir ortam gerekir. Üstelik bu ortam da bilimin, sanatın, felsefenin niteliklerine ters düşmemelidir. İşte böyle bir ortam, demokrasiler de vardır (Sönmez, 2003).

 

Eğitimin mayası sevgi ve şefkattir. Eğitim sevgiyi öğretmeli ve sevgiyle yapılmalıdır. Özellikle çocuklar için sevgi çok önemlidir. Çocukların sevgiye daha çok ihtiyacı vardır. Onlar sevgiyle büyür ve sevgiyle eğitilirler.Çocuk sevgi gördüğü kişiye bağlanır, onu dinler, onun gibi yaşamaya çalışır.Sevgi, çocuktaki yönelişlerin geliştirilmesini sağlayan kaynak durumundadır. Bu yüzden eğitimin ana hedeflerinden birisi de sevgiyi öğretmek olmalıdır(Akıncı, ).





( Sevgi Eğitimi-2 başlıklı yazı KARAM-41 tarafından 19.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.