Masumlar masumu bir kız
Babası saygın, saygın amcası da
Kendisi her konuda emsal
Namus, iffet, dürüstlük ve ilim
Etrafta ise çekemeyen fitneciler
Fitne her yerde yolda,evde,mescidde
Onun ise her günü ibadet, takva dolu
Zikir sayısız, tefekkür hali
Yine bir gün böyle geçen
Emir ile gelen Emin
Elçiyi müjdeleyen bu kez
Elçiyi müjdelemeye gelen
"Korkma" diye seslenip üflemekte emaneti
Ki zuhur etmeli büyük mucize
O da müjdelemeli kendinden sonra gelecek olanı
Müjdeci başka müjdeciyi haber verdi
Fitneciler yine her yerdeydi
İftira üstüne iftira, cinayet ve kan
Hem de peygamberler kanı
Ellerinden hiç çıkmayan
Sonra sürgün, ama yine isyan
İşte Ben-i İsrail'in zulmüne Alî İmran şahittir.
 
 
Bir gece sıcak yatakta
Kaldırılıp uzaklara götürülen
Bineği Burak
Yoldaşı Sultan'ul Melâike, Yolcu Sultan'ul Mahlukât
Gece yürüyüşü
Varış ise zeytin diyarı
Orada, etrafı mübarek kılınan
Süleyman mabedi, Mescid-i Aksa
Cümle enbiyanın imamı
Beraber Hakk'ın divanında
Sonra Emin olan yoldaş ile yükselme
Kat kat semada
Kendinden önce gelen, "İsmet" olanlarla hasbihal
Ama hepsinden önce olan O, Habibullah
Her katta yoldaşı ile beraber
Yedi katın sonunda Sidret'ül Münteha
Ondan sonra
Yalnız Muhammed Mustafa
Ve müjde
Alemlerin Rabbi ile görüşmeden
Beş vakit huzura kabul
Her kabulde defalarca Mirac
Mirac üstüne Mirac
İşte Sidretül Münteha'dan sonrasına Resul-ü Zişan şahittir.
 
 
Bir dağ çölde tek başına
Şahit oluyor karşısındaki savaşa
"Ahad" diyenler kovalıyor karşıdakileri
Bir tepe üstünde bekleyenler
Beklemesi gerekenler
Onlar da aşağıya koşuyor, kalanlar haykırıyor
Atlar başlarını sallıyor, tepenin arkasındaki atlar
Ve onların başında henüz kemale ermemiş
Yüz savaşın savaşçısı ve bükülmez kılıcı
Sıkıştırıyorlar az önce galip gelenleri
Şimdi mağlubiyet yaşayanları
Aslanını kaybedenleri
Sultana saldırıyorlar fütursuzca
Haddinize mi diyor yer, gök, tüm alem
Bir kan süzülüyor yanağından
Düşmek üzere iken, Emin olan en hızlı haliyle
Kurtarıyor yere değmesini Yaradan'ın emriyle
İşte Uhud'un hüznüne o akan kan şahittir.
 
 
Kutlu şehirde kutlu hanenin önü
İki cengaver güreşte
Huzuru güneşte
Birini destekleyen Elçi
Öbürünü destekleyen Elçi
Elçiki biri semadan arza
Biri arzdan arza.
Her an nur içinde yetişen
En sevgili gülün goncaları
Hutbede omuzda
Sohbette kucakta
Mis kokan Ahmed'in kokladıkları
Ümmetin Seyyid ve Şerifleri
Zulme karşı adalet ve seyfleri
Sultan'ın evlad-ı ıyali
Evinin neşeleri
Dostlarına ve sonraki dostlarına mirası
Rabbine duası
Sevgilinin sevgilileri
Gençlerin efendileri
İşte Asr-ı Saadette çocukluğa Hüseyin ve Hasan şahittir.
 
 
Zaman Sevgili'nin Refik-i Ala'ya göçmesinden sonra
Medine'de hasretine dayanamayıp göçüp giden
Yolu tekrar düşmekte Medine'ye
Hem özlemi Ravza-yı Mutaharra, hem de en büyük acısı
Emirül Mümünin sevinçli
Ve ısrarlar tekrar o sesi duymak için
Mescid-i Nebevi'de heyecanlı
"Allahuekber Allahuekber"; asılı havada bu ses
Titrek eller, yaşlı gözler, kıpırtısız şehir
Yoksa, yoksa en Sevgili'nin dönüşü mü
Herkesin aklında soru
Zaman'da şaşırdı sanki, bir an Asr-ı Saadet oldu
Devam etti bu ümmetin Davud'u
Düğümlendi boğazında "Eşhedü enne"; isme gelince
Hıçkırıklar yükseldi, yutkundu, doldu ve teslim oldu
Tüm şehri sardı,
Medine hıçkırdı, ağladı
Kalkıp namaza durdu
İşte Habibullah sevgisine o yarım kalan ezan şahittir.....
                                                                 Mehmet ŞAHAN
 
( Şahitler başlıklı yazı Şahan tarafından 11.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.