Onu ilk gördüğümde yağmurlu bir sabahtı
Bardaktan boşalan tabiri caiz
Anı sarmalamıştı…
Çilli yüzüne yapışan ıslak saçları
Kızıl bir yaştı
İri damalar bağrında dokunulmazdı titrekliği,
Ulaşılmazdı…
Köşe başında renksizdi yüzünün ruhu
Gözlerinde belli belirsin direniş
Yine de gülümsüyordu…

‘’Bir tane almaz mısın afilli abla…’’

Afili!!!
(İki ‘L’ ile… Afilli)
Dönüp baktım
Geçerken hep aynı yoldan
İlk kez o gün fark ettim
İnsanlığın çıkmaz sokağını

Durup kaldım
Ne cebime gitti ellerim
Ne uzandı ellerine
Elleri mi?
On bir senenin çatlak debelenişi

‘’Alacak mısın?’’

(Bilmem…
Afilideyim ben hala…
Pardon afilli de…)

‘’Eee…’’

Sözcükleri gözlerine taştı sonra
-Niye bakıyorsun o zaman, işleme ruhuma
Görme karanlığımı, korkularımı…
Sadece bir tane al be abla-

Aldım…
Bir paket mendil aldım…
Yıllarca biriktirmek için,
Her sabah aldım…

Bir gün sordu bana
‘’Afili abla, sen çok mu ağlarsın?’’

Bilmez ki oysa
Ben onu tanıdığımdan beri her gün,
İçime ağlarım…

‘’Susuyorsun afilli abla…’’

(Susmuyorum,
Ağlıyorum çünkü
Dudaklarım kıpırdarsa
Gözyaşlarımı saklayamam ki…)

Ben de sordum ona
‘’Neden afilli?’’

Kahkaha attı ilk kez
İlk kez çocukça…
Örükleri sallandı iki yana
Gamzesine yapıştı ince kırık bir tel…

‘’Nedensiz be abla… Yakıştığı için belki de…’’

Büyümüştü yine…
Gözleri çocuk, sözleri derin,
Kızıl bir kır çiçeğiydi işte…

(Bunu ona hiç söylemedim…
Benim küçül kızıl kır çiçeğim demedim,
Diyemedim!!!)

Anlattı bir gün…
Beş çocuklu bir evin en büyük kızıydı
Örükleri saçlarının
Kısa bir süre değmişti kitaplara
Dikiş dikerek evini koruyan hasta bir anne
Babasız dört kardeş…
Çalışmalıydı,
Bir dilim ekmek için çalışmalıydı
Mendilin sırtında üç kuruş götürmeliydi,
Feri sönmüş gözleriyle
Yine de gülen annesine…

‘’Olsun be abla, mutluyum ben…
Yeter ki annem üzülmesin,
Ağlamasın…
Sen de ağlama oldu mu afilli abla…
Hiç ağlama.’’

(Ağlamam,
Hiç ağlamam…)

Her sabah gülümseyen yüzüm
Birden yok oldu sonra
Aylarca asılı kaldı sanki afilim…
Sus oldum bende,
Sindim, saklandım kendime…

Öğrendim…
Gitmişti bu dünyadan
Gitmişti gamzeleriyle meleklere
Tıpkı onu ilk gördüğüm yağmurlu bir vakitte
İki kocaman tekerleğin arasına sıkışmıştı tebessümü…

Gitmişti…
Bitmiştim bende…

Kim her sabah ‘günaydın afilli abla’
Diyecekti bana…
Kim her sabah bir mendille uğurlayacaktı beni
Kim!!!

Köşe başı mezar taşı
Şimdi ben her gün,
Birikmiş mendillerim bitmesin diye
Ağlamadan,
Hiç ağlamadan başlıyorum güne…

İşte yine,
Yüreğime kazıdığım kocaman gözlerini dikiyor gözlerime…

‘’Hayat çok soğuk ya abla, ben gülümsemeyle ısınıyorum…’’

Avucumdan kayıyor kızıl kır çiçeği
Gülümsüyorum…

4/19 Şubat 2009

*)Onlar bizim çocuklarımız, insanlığın arka sokakları
Onlar bir düş, hayattan bir düşüş...
( Bir Düştü, Hayattan Düştü… başlıklı yazı asli-kaya tarafından 5.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.