Olmalı acılar ve olmalı hüzün depreşirken hazin terk ediş.

Yoksa nasıl kıymete binerdi adına mutluluk denen.

Seyrelmişti zaman hele ki o gidişten hemen sonra.

Yükselmişti devran arşı alaya kadar ve eşlik ederken Yaratan.

Susma gönül susma,

Elbet verecekler ettiğin ahın hesabını.

 

Yeter ki dile gönülden ve aç ellerini semaya

Şükrederken yağan rahmete.

Bu rahmet değil midir söndürecek olan ateşi.

Suskundu tabiat

Ve suskundu yürek onca acıdan sonra.

Kıdemli bir sancı olsa da

Bu olmadı mı hep mi çıkaran feraha.

 

Nöbetteyim yine

Nöbetteyim yeniden

Bir kere bile kendimi terk etmemiş iken.

Terk edilmiş yarınlar hicap ederken

En derinden ve çok uzaklardan.

 

Kıymete bindi bu sevda umarsızca

Ve sen gittikten sonra.

O gök kubbenin altında

Vermeden son nefesi

Yanımda olmasan da

Çoktan göklere kazındı bu sevda.

Ve ilk izdüşümüydü yüreğin

Olmasan da yanımda.

 

Nüktedan kâfir gönlün çığlığı kadar bakir ve engin

Duyulmasa da sevgi idi neferim.

Haykırırken ulu orta adını

Kuşlar bile kıskanırdı bu sevdanın saflığını.

 

Yoksa bir hayal miydin gördüğüm gözüm açık

Ve görmelerinden seni imtina ettiğim

Belli ki vazgeçilmezimsin

O zaman söyle, neden bu terk ediş.

Tümleyen hayallerdi olmadığı kadar

Bu cefakâr ruh cebelleşirken dalgalarla

Bir o kadar çıplak ve yalıtılmış tüm kir ve pastan.

 

( Susma Gönül Susma... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.