Babaannem İle Hasbıhaller - 2
Soğuk kış gecelerinde, sobanın
başına oturur, babaannemin öğrettiği, saçma sapan; ama bir o kadar da eğlendirici
bir oyun olan tututu oynardık...
Oyunun hiç bir özelliği yok aslında, en önemlisi de bu oyunda kazanan ve
kaybeden yok. Uluçınar babaannem oyunu başlatmadan önce, iki iki ya da üç üç eş
oluyoruz. Bir tarafta babaannem, ben, babam. Diğer tarafta iki amca oğlu bir de
benim birader. Babaannem baş parmağını kaldırarak, ortaya lafı atıyor.''Ha
bunu da deyin bakayım kim tututu''. Karşı tarafta cevap hazır.''Ahmet
tututu''.Babaannem lafa hışımla tekrar giriyor''O niye tututu''Karşı taraf
cevap veriyor''Ya kim tututu''sonra yine restleşme''Bu sefer sen tututu''İşte
böyle karşılıklı aynı kelimeler, aynı cümleler, konuşmalarda yer yer hızlanarak
devam edip gidiyor. Sonuç; kazanan yok, gülmek var. Bir de ''El üstünde kimin
eli var''oynardık, bunu da çoğunuz bilirsiniz zaten...
Bizim amca oğulları, babaanneye sonradan babiş demeye başladılar, o da alıştı bu
isme, çok da hoşuna gider oldu...
Televizyonun ilk çıktığı yıllarda çoğu zaman bakmazdı, sonra sonra bakmaya başlayınca,
artistlerin öpüşme sahnelerinde''Vuuu toprak başuza'' der gözlerini kapatırdı,
arada parmaklarının arasından bakar, öpüşme sahnesi bitmediyse, tekrar
gözlerini açmazdı...
Hafta sonları çoğu zaman bir evde toplanır sohbet eder, akordeon çalar, horon
oynardık. Babaanne doksanlı yaşlarda olmasına rağmen, hadi gel babiş, barbaşını
sen çek dediğimiz zaman bizi hiç ikiletmez, hem de gözleri parlayarak gelir beş
on saniye bizi oynatırdı...
Çocukluğumuzda bütün namaz dualarını ondan öğrendik. Bir gün daha on ikili yaşlardayız,
sobalı evimizde oturuyoruz, mutfakta bir tıkırtı, bir gürültü, zannedersin yer
gök sarsılıyor. Dolapların birinin altında azman bir fare, görse kedi bile
korkar maazallah. Önce anlayamadan hepimiz doluştuk mutfağa, lakin acayip de
korkuyoruz fareden, o arada hareket olunca biraz daha, ben sıçradım mutfak
tezgahının üstüne....Babaannem sobanın maşasını bir aldı eline, fare önde bu
arkada mutfakta dört dönüyorlar. Bağırış, çağırış, haykırış evi çınlatıyor gırıla
gidiyor. Neyse babaannem sonunda elinde ki maşa ile fareyi tepeledi de biz de
sonunda derin bir oh çektik. İşte böyle bizim rahmetli babaannenin
hikayeleri...
(
Babaannem İle Hasbıhaller - 2 başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
25.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.