Yusuf'ça zindanlar bana,
Sırça köşkler sana yakışır.
Ardı arası kesilmeyen yalanlar !
Kime yakışır
Anlayana ...

Devir öyle bir hale gelmiş ki ey can !
Şıracı'nın şahidi bozacı misali.
Dil mi ? Sormayın gitsin.
Başlıbaşına bir âfet.
Kalbin yalanına gözler tercüman.

Ne Züleyha'lar Yusuf'u hak ediyor,
Ne de Yusuf'lar Züleyha'yı.
Sevdalar kurban edilmekte
Alçakça bir menfaate.
İçimden kan gidiyor.

Bilmem !
Daha nereye kadar sürecek bu şir'et
Bu çirkef bu zillet.
Ben ki,
Menfaat uğruna zerrece eğilmem.

Siz ey zamane aşkları !
Eğdikçe alçalıyor,
Döküldükçe dökülüyor,
Battıkça batıyorsunuz
Dik tutmadığınız sürece başları.

Kör kuyulara mı atıldı o güzelim sevdalar !
Kaç kuruşa satıldı ?
Mezata mı gitti yoksa,
Hangi pazarda
Birbirine bağlı koca koca kıta'lar.

Her yürek,
Bin farklı düşüncede.
Uğruna canlar veren verene.
Bir görseniz siz, cicim bicimler havalarda uçuşuyor.
Gerçek aşklar can çekişiyor, ağır aksak yürüyerek.


Halis Kandemir




( Yusufca başlıklı yazı Halis Kandmr tarafından 14.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.