Yaşlıydı  ağlıyordu

 

Yaşlıydı  ağlıyordu yol üstüne çıkmıştı

Üstü başı perişan, yorgundu üşüyordu

Üzgündü kederliydi, hayatından bıkmıştı

Neredeyse orada bayılıp düşüyordu

 

Selam verdim almadı, duymadı, ya dalgındı

Elleri titriyordu, korkuyordu yılgındı

Dışarı atmışlardı, evlatları çılgındı

Öldürecekler diye bir korku taşıyordu

 

İki yaramaz oğlu karşısına durdular

Malına konmak için ona tuzak kurdular

Ölsün mal bize kalsın, diye onu vurdular

Öyle korkutmuşlar ki sahneler yaşıyordu

 

Tapu senet ne varsa yanına almış idi

Kaçmıştı ellerinden, ortada kalmış idi

Oturmuş kara, kara efkara dalmış idi

Kime gidebilirdi sekseni aşıyordu

 

Ona iyi yaklaştım, bir daha selam verdim

Muradım yardım etmek yoktu başka bir derdim

Toparlandı konuştuk, her bir sırrına erdim

Konuştu rahatladı gözleri ışıyordu

 

Onun acı halini baba olan anlardı

Dünyasını yıktılar tek umudu onlardı

Aslında iyiydiler, saygılı insanlardı

Ne diye azmışlardı o bile şaşıyordu

 

Mikdadî hayret deyip sözü bağlayıverdi

İhtiyarın halleri beni dağlayıverdi

İşte budur hikayem deyip ağlayıverdi

Ağlıyordu durmadan gözleri şişiyordu

 

 

Ozan Mikdadî

( Yaşlıydı Ağlıyordu başlıklı yazı Mikdadi tarafından 29.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.