Bir başka sayfasından geliyorum dünyanın
Gitmediğiniz, görmediğiniz
En ücra, en cılız köşesinden seyrediyorum alemi
Fark etmiyor benim için doğu-batı, kuzey-güney
Binlerce kez çekip çıkarıyorum denizin ortasından yakamozu
Binlerce kez öpüyorum toprağı hainlerin çelmeleriyle
Ve binlerce kez ıslanıyorum namert bulutların altında! ..
Karanlık düşmüş gönlüme
Isıtamıyorum cesaretin soğuk yüzünü! ..
Söküp atamıyorum içimden cehennem günahkarlarını...
Hayat ne zavallı! Hep aynı oyununu oynuyor
En baştan yazıyor acının hatıra defterini
Gözyaşıyla yıkıyor yaşamın güler yüzünü
Ve siz bekliyorsunuz ki çiçekler açsın gönlümde
En şefkatli yanımla sarayım sizi
Yeniden döneyim dört mevsime hiçbir şey olmamış gibi...
Güneşin denizde raks ettiği günlerdi yüzümün güldüğü
Gözümün güzeli/iyiyi gördüğü anlardı
Beni tanıdığınız o eski zamanlar...
Henüz değmemişti saçlarıma rüzgar
Hayal-meyal geçerdi aklımdan fırtınalar
Dost selamlarıyla açılırdı gönlümde pencereler! ..
Aklıma gelmezdi, gün gelecek çoğalacak yorgun ikindiler
Ve bir şiir kitabının tam ortasından
Uğultuyla havalanacak kırlangıçlar
Ve bir gün;
Kemirgen zamanın dişlilerinde parçalanacak dostluklar
Ben erimiş, ben eksik...Tükeneceğim...
Şehrime kötü kokular yayılacak
Susuz tarlaların yapay güllerinden...
Ve bir gün;
Yorgun zamanın en meyilli yerinde
Sırtımda milyarlarca yük
Yüreğim buzdan bir yanardağ
Ve ceylan ürkekliğinde ben
Göbeğine yaslanacağım yalancı gecenin...
02.02.2011/ANKARA