Mevsimler sizin olsun
Bana güzün son nezaketli rüzgârını verin.
Bir griyi severim
Bir de tezgaha dökülen şeker kristallerini
Onlar çocukluğumu hatırlatır.

Ağaçların alt dallarına ulaşmak için
Savaş ve aşkı bilmeden zıplardın.
Orta’yı iki nokta arası eşit mesafe olarak öğrettiler
Doğu’yu dört ana yönden biri…
Haberin yoktu  gülçiçekler solduğundan
Hiçbir ülke toplarını sana çevirmedi

Kum fırtınaları çetindir
Bunu bilmek çölde yaşamayı gerektirmez(!)
İnsan bir tek aşıkken mi nefessiz kalır?
Bitiş çizgisine koşan atların
Kaç kez atar kalp ritmi?
Kum fırtınaları çetindir
Öğret O’nlara!

Çayı içerken kimyayı düşünmek
Anne nasihati kadar kıymetlidir her zaman
Ve hiçbir Muson yağmuru
Afrika topraklarını ıslatmamıştır
Adaleti burda arama!

Hüzün her mezhepte aynıdır
Hüzünlendiğin zaman alnın karıncalaşırdı
 -Bağdat'ı görürdüm orda
  Filistin'i, Allahabad'ı…
  Aşk bende böyledir, unutamam
Saçlarının başladığı yerdi orası.

Eylül en sevdiğin mevsimdir
Hiçbir şiir bir öncesinin devamı olmadı zaten.
Fırçada kullanmadığın renkler
Kimi için savaştır, kimi için Salı 
Resmin rengi yoktur
Orta halli bir barış çiz
Yanında Eylül de olsun.

Dünyanın tek ortak dili gecedir
Sessizliği severdin.
Oysa şair, sabaha karşı olunur.
( Zamansız Gelen Şiir başlıklı yazı Burak Bican tarafından 24.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.