Sevgili Bir Damla M,


Ne yapıyorsun bakalım bugün? Ah, dur. Burayı okuma. Üzgünüm, gerçekten üzgünüm. Sanırım bu soru sana yakışmadı. Tamam, dinle. Üzgünüm. Yeniden üzgünüm. Ellerimden çıkan kalemimin akmış mürekkebine damlayan kelimelerimin kusuruna bakma. İlk defa mektup yazıyorum sana. Acemi yanımı mahzur gör sevgilim. Kendimi profesör mektup yazarı sanıyorum hala. Halbuki bu mektubu ilk yazarken düşündüğüm şey, düzgün bir biçimde yazabilmem ve sana ulaştırabilmem olmuştu. Sağlam bir mektup olabilmesini ummuştum. 

Anlıyor musun? Tek bir yanlış anlamı sana yüklemeye, tek bir kelime bozukluğunu göstermeye ya da bir küçük kırığı sana tahammülüm yok. Katlanamam, bende bir hata görmene...

Bugün, nasılsın ben yokken hayatında? Biliyorum, bu soru çok acımasız oldu. Lakin durumumuz bundan ibaret değil mi? Ne de olsa artık hayatında, ben yokum. Ben yokum. Ne tuhaf. Bunu dile getirirken... ağlamadım. Ciddiyim. Gözüme kalem kaçtı.

İnanır mısın? Bir an benim daima yanında kalmamı istemen aklıma geldi. Bunu söylediğinde sen, altın rengi tüllerin yatak direklerini sardığı bir yatakta uzanıyordun. Üzerinde beyaz rengi şifon bir elbisen vardı. İnce belini sımsıkı sarıyor, belinden itibaren geniş bir yelpaze misali eteğin uzanıyordu. O an bir Krizantem'in beyaz rengi taç yapraklarını yavaşça açtığını benzetebildim sana. Çünkü başka hiçbir çiçek senin yatakta uzanışını tarif edemez. Hiçbir bitki senin yanından bile geçemez. Hayır... Bunu yapamazlar, hayır.

Çok güzeldin, M. Hala güzelsin. Sadece benimsin... Sadece seninim. Ve ben, hiçbir yere gitmiyorum. Daima, sevgilim... Yanındayım senin. Senin de dediğin gibi... İstediğin kadar yanında kalacağım. Sonsuza dek.

Ben kim miyim? Biliyorsun. Yüzükle bağlı olmayan nişanlınım ben. Pırlantalara ihtiyacımız yok. Biz yeteriz.

Katran Karası Sevgilin, Y.

~~*~~*~~

Sevgilim Bir Damla Sen,


Bir deneme daha yapıyorum, mektup yazmam için. Heyecanım hala üzerimde. İçimde gürbüz atların münakaşaları var sanki. İnanır mısın, göğsümde atan kalbimin ritmini durduramıyorum. Düşünmeden edemiyorum. Tarihimizin en eski dönemleri, mesela Yavuz Sultan Selim; acaba Ayşe Hafsa Sultana aşkını söylerken ne tür kelimelerle kalbini çalmıştır acaba. Çünkü ben de göğsümün içindeki organımın ahengimi bozan kadınımın kalbini kendime almak istiyorum, sırf intikam olsun diye...

Yazmaya kalemim lal olmuş, hacetim kalmamış döktürmeye kendimi. Düşünüyorum; harp kokan sesini, krizantem söyleyen saçlarını... Dudakların aklıma geliyor, rengini mührüm olarak salmışım. Biliyorsun, beni. Seni görünce bir tuhaf oluyorum. Şimdi bile kendime gelemedim. Aşkın bana neler yapıyor, M? Bunun bana tarifini vermelisin.

Katran Karası Sevgilin, Y.






( Bir Damla Sen - 1 başlıklı yazı LunaSecret tarafından 18.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.