Olmadı. Takamadım boynuna o kolyeyi. Sevemedim seni, kalbimle. Avucumun içinde sıkı sıkı tuttuğum bir kolye var. Sarı İris taşlı, Krizantem kokulu... Desenlerin keskin yanı avucuma batmış, ellerim kana boyanmış. Umurumda olmadı.
Sen gelmedin ya, umursamıyorum hiçbir şeyi. İlk gün karşıma gelmemeyi diledim. Neden mi? O ilk gün sen gelmedin ya... Cafeye gelmedin ya. Benim için sen, bir damla kadar kaldın gözümde. Seni tanıdığım ilk gün, diye bahsettiğim günler bitti. Aslında onlar hiçbir zaman olmadı. Gözümde yıldızlarla süslenen bir hayalden başka bir şey olmadı.
Seni ilk gördüğüm gün, seninle sevgili olmayı hayal ettim. Elini tutmayı... Gözlerini gözlerimle buluşturmayı... Dudaklarımla dudaklarını sevmeyi... Hiçbirini yapamadım. Hepsi hayaldi, gerçekten yapamadım. Olmadı. İzin vermedin.
Yazılarım kısalıyor, sevdiğim... Uzun sayfalarla süslemek, istemiyor canım. Beynimden karalayabileceğim son hece kalana dek, yazacağım bu küf kokulu kağıtlara. Sonrası ise... Yoluma ölüm gözükecek, sevgilim. O güne kadar... Görüşürüz.
Sadece Yağız
*****
Bir Damla Sen'im,
Çok pişmanım, Melisa. Hem de çok... Çok pişmanım. Keşkelerimi sığdıramadım sana. İyikilerimi dolduramadım geleceğine. Hayallerimi kucağına dizemedim. Aşkımı sana vermeyi beceremedim. Ben, adi bir herifim.
Yüzünü görmeyi bile.. hak etmiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilemez hale geldim. Delirirsem... Kafayı sıyırıp kendi kendime konuşursam... Şaşırma İris gözlü Melisa'm.
Sadece Yağız.