İnsanın gezip görmesi, gördüklerinden ders alması doğaldır. Bunu severek yapan insanlara gezgin denir. İnancın gereği olarak yapılan bir gezi, “inanç turizmi” bağlamındadır. Gezen kişi “hacı” adını alır. Bu manada hac, Müslümanın ömründe yaptığı, “uluslararası boyutta” bir gezidir.

Bu gezi, ay takvimine göre Zilhicce ayında yani bizim “Kurban Bayramı” olarak bildiğimiz zamanda yapılırsa hac olur. Onun dışındaki herhangi bir zamanda yapılırsa omre /umre olur. Umre yapana -dini terim olarak- “mu’temir” denir ama biz Türkçede “umreci” diyoruz.

Hac farzdır. Hac yapılamadığı zaman veya Mescid-i Haram /Kâbe’ye Zilhicce ayının ilk yarısı dışındaki bir vakitte gitme durumu olduğunda umre yapılmış olur. Umre, bizim mezhebimiz Hanefi’ye göre vacip, öteki mezheplere göre sünnettir. “Umre yapmanın haccı farz etmesi” bilgisi, yanlış bir bilgidir.

Haccın yapılması için “gerekli şartların oluşması” gerekir. Bu durum genel olarak “zenginlik” diye bilinir ama Kur’an der ki: “Oraya gitme imkânı bulabilenlerin” Kâbe’yi ziyaret etmesi gerekir." (Âli-İmran, 3/97) Son yıllarda bu şartlara bir yenisi eklenmiştir. “Kota” nedeniyle, çekilen kur’ada çıkmış olmak. Çekilen kur’anın sağlıklı olup-olmadığı bizi aşan ayrı bir konudur. Yazılalı 5 yıl olduğu halde çıkmayan hac kur’ası, hacca yazılan ve yazılmayan Müslümanları umreye yönlendirmektedir. Böylece umreye giden kişilerin sayısı yükselmektedir. Bu gidişle umrenin de kur’aya bağlanması ihtimali doğabilir.

Zamana bağlı gelişmeler umreci sayısını artırmaktadır. Ekonomi, teknolojik gelişmeler, kültürel bakış açısı vb. Hacdan farklı olarak umrede yaş oranı gençleşmekte, kadın sayısı erkeği geçmektedir. Gözlemlenen bu durumun Diyanet kayıtlarında “istatistik” verisi olacak bilgileri vardır ama “yıllık hac ve umre raporu” yayınlamak Diyanetin nesine. Suudi Arabistan Krallığının da öyle.

Harem görevlileri Mescid-i Haram’da ve Mescid-i Nebi’de kadınlara az yer ayırmaktadır. Fakat artan kadın sayısı, şartları her gün biraz daha zorlamaktadır. Uzak yollardan gelen ziyaretçiler (Hac, 22/27) Haremeyn’de, kalabalıktan ve dahi kabalıktan kaynaklanan zorluklara katlanmaktadır. “Kolaylaştırın; zorlaştırmayın” buyuran Muhammed (a.s.)ın ümmeti, zorluk çekmeyi sevap sanmaktadır. Vatandaş deyimiyle, ille de Hacer’i öpmek, Yeşil Halı üstünde namaz kılmak” gibi kavramlarla ömrün gezisini sıkıntıya çevirmektedir. Durumu gören/bilen Suud Krallığı kendi vatandaşlarını düşünmekte, Ramazan sonrasında öteki ülkelere vize vermeyerek vatandaşlarına rahat umre imkânı vermektedir. Kâbe, canlı yayında izlendiğinde bu görülecektir. Şu günlerde olduğu gibi.

Eskiden, ömründe ilinden dışarı çıkmadan ölen insanlar vardı. Şimdilerde ülkesinden dışarı gitmeden ölen insanlar var. Hac ve umre ziyareti, Müslümanı ömründe en az bir kere, uluslararası bir geziye çıkarmaktadır. Bunun, o kişinin ömründe bir kere gerçekleşmesi ise onu “ömrün gezisi” haline getirmektedir.

Ömrün gezisinin gerçekleşmesi ve sıkıntıya dönüşmemesi için bir şeyler yapılması gerekir:

Öncelikle adayın, Kâbe’de Hacer’i öpmek, Mescid-i Nebi’de Yeşil Halı üstünde namaz kılmak gibi “olmazsa olmaz” bilgilerden -ikna edilerek- kurtarılmalıdır. Çünkü bu gezinin mantığı “Orada kötü söz ve itişip kakışma yoktur” ayetinde saklıdır. (Bakara, 2/197)

Bu gezinin geneli içinde “ticaret” izni vardır (Bakara, 2/198) “hurma ve zemzem” dışında hiçbir mal, lüzumlu değildir. Oradan gelen eşyada kutsallık aranmamalıdır. Türk malını geçtik Çin malları Türkiye’de de bulunmaktadır. Ülkemizde Hac ve umre malzemeleri satan iş yerleri, iyi bir aşamadır. Adaylara ticarî bir uzman, kurs vermelidir. Hacı adayının yakınları ve dostlarının, hediye adı altında verdikleri şeyler, bir beklentinin sonucu olup; iyilik değildir.

Hac ve umrenin daha ekonomik olması için Diyanet, Türk Hava Yolları tekelinden vazgeçmelidir. Çünkü geziye ödenen paranın 442.00 EURo'su THY’ye gitmektedir.

Hayatında ülke dışına gidemeyen, ömründe uçağa binemeyen, gezme değil de ibadet olduğu için umreye giden insanımızın -7’den 77’ye- ömründe bir kerecik yaptığı bu yolculuğun kolaylaştırılması için kafa yormak; gündem oluşturmak gerekir. Bunu, halk diliyle, sadece Dinâyet’ten beklemeyin çünkü Diyanet, ülkenin son kamu kuruluşlarından biridir.

Sözün kısası, ömrün gezisi umrenin daha bilinçli olması, daha kolay yapılması için Müslümanlar kafa yormalıdır. Çünkü umre gezisi, ömrün gezisidir.
( Ömrün Gezisi başlıklı yazı Mustafa IŞIK tarafından 5.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.