Şehrin ana caddesindeki yolda eve gidiyordum.
Şapkalı ve kocaman gözlüklü biri önümde durdu;
---Selamün aleyküm,dedi.
---Aleyküm selam diye,selamını aldım.
Yüzüne baktım.Tanıdığım birisi değildi.Hatta ilk
defa görmüş olabalirdim.
O da dikkatlice bana baktı.Sonra;
---Kusura bakma, seni tanıyamadım,dedi!
Gayri ihtiyari;
--- Ben de seni,dedim.
---Ben Onbaşıoğullarından M….,dedi.
---Ben de öğretmen Kemal,dedim.
---Sen nerelisin,iye sordu?
---Buralıyım,dedim.
--- Allah Allah,dedi.Nasıl olurda seni tanımam!
Güldüm…
---Koca şehir,dedim.Herkes birbirini tanıyamaz ya?
---Yok,dedi…Ben genelde herkesi tanırım.Ama seni tanıyamadım!
---“Acaba deli mi,dedim?”Biraz duraksadım.Yüzüne baktım.
Gayet iyi giyinmişti.Memura benziyordu.Emekli gibi duruyordu.
Benden yaşlı olmalıydı.Boynunda sadece kravatı yoktu.
Öyle titiz giyimli biriydi.Ben ona göre pasbal duruyordum.
O konuşmmasına devam etti.
--- Sen nasıl beni tanımazsın,dedi?...Hayret!
Sanki ben herkesi tanımak zorundaydım? Yine güldüm.
Ve cevap verdim;
---Hayret işte,dedim.Seni ilk defa görüyorum.Ondan tanıyamadım.
---Galiba öyle,dedi.Sonra ekledi;
---Haydi güle güle git.
--- Sen de hemşerim,dedim.
Adam gayet sakin adımlarla ardına bile bakmadan yoluna devam
etti.
Yine kendi kendime güldüm.
--- Allah Allah,dedim! Fıkra gibi…
Ben fıkralık olayları severim.Ama böylesini de ilk defa yaşıyordum.
Bu adamı ve bu olayı da sevdim.
--- Haydi hayırlısı,dedim.
Hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam ettim.
Sahi kimdi bu adam?Ve neden bana takılmıştı?
Hiç akıl erdiremedim!Sadece;
--- Fıkra gibi…Diye bildim.
Kemal DOĞANAY