KADIN HAKLARI

“Ey kahraman Türk kadını!
Sen omuzlar üzerinde yükselmeğe lâyıksın…”
K .Atatürk

Bir kavruk duldur Anadolu
Ard arda süregelen savaşlardan.
Binlerce yılın görkemli dulu
Unutulup, silinmiş hafızalardan.
Her yerde erkek, habire erkek
Sokakta, caddede, dairelerde.

Bir gölge sokulsa yumuşak ve ürkek,
Tıpırtılar artardı bezgin yüreklerde.
Oysa bir elmanın yarısıydı kadın-erkek,
Tamamlardı birbirini sevinç ve kederde.
Nerden çıkmıştı bu çarşaflar, peçeler?
Neden güneşten saklanmıştı çiçekler…

Anadolu denilen büyük mezarlığın,
Kadınlar çekmişti çağlarca yasını.
Evi, tarlayı yüklenip döndürmüş,
Kimseler azaltmamıştı derin tasasını.
Kafkasya, Sina, Irak, Filistin, Çanakkale
Yutmuştu yarım milyonluk civanları.
Galiçya, Makedonya, Romanya, İran
Ne işi vardı yiğitlerin oralarda?
Kırlıdı gençler, dağıldı ülke
Geride dullar kaldı, yüzbinlerce…

Savaş sona ermiş, ama bitmemişti çile
Düşmanlar saldırdı yine üç cepheden.
Ayşe, Fatma, Elif, Düriye, Bedriye
Döndürdü evi, cepheyi geriden.
Kimi çapada, harmanda, keserde
Kimi birkaç baş hayvanı güderken.
Kâh askeri yüreklendirdi en önde,
Nene Hatun gibiydi düşmanla boğuşurken.
Kâh kağnıya koşuldu öküz yerine,
Silahları örttü, yavrusu donarken…
Onuru, gururu çiğnenirken Ege’de,
Hayat buldu yeniden, Afyondan akan selden.

Zaferin kazanılmasında kadının payı çoktu,
Kurtuluşun ardından erkeğiyle coştu.
Geçmişte bir gölgeydi, kadınca adı yoktu
Kurtuluş Savaşı’ndan bir beklentisi oldu.
Başkumandan her yerde onu anıyordu,
Fedakârlıklarını gururla anlatıyordu:

“Erkeklerimiz meydana getirdi orduyu,
Hayat kaynaklarını kadınlarımız işletiyordu.
Dünyada hiçbir milletin kadını,
‘Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım,
Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte
Anadolu kadını kadar uğraştım diyemez!’
Bir toplum aynı gayeye bütün kadınları,
Erkekleriyle beraber yürümezse, ilerleyemez.
Dünyada her şey eseridir kadının,
Allahın buyruğu, erkekle aydınlanmasıdır.
Sosyal hayatın esası, milletin kaynağıdır,
Türk kadını dünyanın en aydını olmalıdır.
Erdemiyle görevlerini yerine getirmeli,
Hayatın her alanında yanıbaşımızda yürümeli.”

Bu coşkuyla 1926’da çıkarıldı Medeni Kanun,
Toplumsal haklarla ödüllendirildi kadın.
Ailenin ecesi, erkeğin tek eşiydi,
Resmi nikah ailenin tapu belgesiydi.
“Kadında şekil ve dış görünüş ikinci derecededir,
Asıl başarı, nur, ilim ve erdemle donatılmasıdır.
Kadının siyasi ve sosyal haklarını kullanması,
İnanıyorum insanlığın mutluluğunu arttıracaktır.”

Belediye seçimlerine katılma hakkı 1930’da verildi,
Satı Kadın 1933’te ilk muhtar seçildi.
T.B.M.M. 1935’te onsekiz çiçekle süslendi,
Cumhuriyet kadını diğer milletlerin önüne geçti.
Dış görünüş önemli değil, önemli olan beynin içi
Kadını yüceltmeyenin aramızda yoktur yeri…

Ayten DİRİER
( Kadın Hakları başlıklı yazı AytenDirier tarafından 9.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.