Suçlu
muyum?
Bir
şiir yazayım istedim,
Edebi
sanat kaygısı taşımayan,
Heceye,
aruza takılmayan,
Hatta
şiir gözüyle bakılmayan,
Ama
beni bana anlatan bir şiir.
Ben
neydim ve şimdi neyim?
Dün
neredeydim, bu gün neredeyim?
En
önemlisi de, niçin bu haldeyim?
Neden
böyle içim kasıp kavrulmakta,
Fikirlerim
dört yana savrulmakta?
Bu
dinmek bilmeyen fırtına,
Bu
sönmek bilmeyen yangın,
Bu
bitmek bilmez zelzele?
Bütün
bunlar neyin nesi?
Gözlerimi
dikip tavana öylece,
Neyi
beklemekteyim her gece?
Kelime
kelime, hece hece
Hepsini
satırlara dize dize,
Anlatmalı
halimi her dize.
Anlatmalı
ki, çözülsün artık,
Beynimi
kemiren bilmece.
Bütün
günahların zanlısı,
Masum
sevdaların kanlısı?
Tercih
eden ben miyim,
Doğru
yerine yanlışı?
Aslında
acımasız bir katil iken,
Görünürde
cerrah gibi yaşayan?
Gizlenmiş
yaraları kaşıyan,
Kendi
ateşine odun taşıyan?
Söylemeli,
ben miyim yoksa,
Dalında
soldurup gülü,
Böyle ağlatan bülbülü?
Kelime
kelime, hece hece
Hepsini
satırlara dize dize,
Anlatmalı
beni her dize.
Anlatmalı
ki, eğer öyleysem ben,
Gerçeği
görüp geleyim dize.
Kim
bilir, böyle olmayabilir de durumum,
Belki
de yanan bir mumum?
Boşuna
aramaktayım suçu kendim de,
Bir
de bakarım ki, ben aslında masumum!
Gönül
dediğin bir çıradır, ateş yakmaz mı?
Su
yatağını bulduğunda, çağlar akmaz mı?
Mecnun
Leylasını görür de, dönüp bakmaz mı?
Başına
çiçeklerden taçlar takmaz mı?
Takarsa
suçlu, takmazsa suçsuz öyle mi?
Bizde
adalet anlayışı böyle mi?
Kelime
kelime, hece hece,
Hepsini
satırlara dize dize,
Anlatmalı
gerçeği her dize.
Anlatmalı
ki, eğer buysa doğrusu,
Kabusa
dönmesin bana her gece.