KARA SEVDA KARA GÜN 

Zaman torpidonun gözüne sıkışmış patlayacak barut gibi taşlar ihtiyarlamış Selviler çürümüş belki gençlik ölüm desem kimse inanmaz zamanın deli gömleği yırtılmış Rüzgar dağlara değil taşlara yaslanmış dağların yamacındaki Karlar küflenmiş akıl çalıyor fikir oynamakta gülüş oynaş oynadığın hayatta birden bire cehennem kaynar ve o cehenneme düşer insan işte bir birine sevdalı iki gencin hikayesi .


İbrahim 16 yaşında yeni girmişti Ailesi köyde Rençbercilik yapar ve bir sürü koyunları vardı kendi kendini idare ediyorlardı.ibrahim koyun güder sürü ile ilgilenir küçük kız kardeşi nare 9 yaşında okula gider boş zamanlarda annesine yardım ederdi İbrahim her sabah koyun sürüsüne giderken sevdiği kız dilan cama çıkar ona şefkat dolu gözlerle bakardı aşkları öyle büyüktü ki ne gönüle  ne dağ ne taşa sığmıyor du 

Küçük nare kardeşi Tabi ki bunu biliyordu abisinin bu kadar sevildiğini Bilince o da çok mutlu oluyordu ama Köyde uyulması gereken örf ve adetler vardı karanlıkların içinde derin derin sular vardı uykuları basacak olan kâbuslar vardı İbrahim ve dilan o günleri yaşarken sanki peri masalları gibi ahşaptan bir köşkte idiler İbrahim Akşam olup gelince Dilan ile yaşayacağım günleri Hayal ederdi Her gün değişik hayeller kurulurken 2 yıl daha geçmişti artık dilanı isteme zamanı gelmişti konuyu önce annesine açtı annesi şaşırdı oğlum o kızı bize vermezler biz başka kapıya bakalım dedi ama İbrahim dünya bir yana dilan bir yana diyordu velhasıl annesini ikna etti anne babaya anlattı baba hemen İbrahim'i çağırdı öyle bağırıyordu ki İbrahim'e şaşkındı İbrahim baba ben ne yaptım sadece dilanı istemeniz söylüyorum nedir bu kızgın telaşına dedi .baba geç karşıma anlatayım dedi geçmişte aileler arasında husumet vardı İbrahim'in dedesini dilanın dedesini  vurmuş baba intikam için İbrahim'in büyümesini bekliyordu ve baba kararlı idi İlla intikam diyordu gençler bundan habersizdir

Intikam için dilan'ın babası ölmesi gerektiğini söyledi İbrahim bunu nasıl yapardı sevdiği kızın babasını nasıl öldürürdü buna mutlaka bir çare bulmalı idi ertesi gün tekrar koyunları otlatmaya götürdü küçük kız kardeşi nareyle dilana haber saldı dilan'ın karşıki Dağın Arkasında gelmesini söyledi dilanın annesi yoktu annesi ölmüştü babasıyla yaşıyordu dilan haberi alınca dağın arkasına gitti İbrahim durumu anlattı dilan Al Götür Beni buradan dedi karar verdiler gününü ayarlayıp kaçmak için ve o gün gelmişti İbrahim her şeyini hazırladı dilanı  almak için gece yarısı evden çıktı dilan hazırdı ibrahim bekliyordu Gökler Gökler sanki kül rengine dönüş İn cin uykuda kendi ayak seslerinden bile korkuyorlardı duydukları ses sadece havlayan aç köpeklerin sesiydi ayaklarına takılan taşlar sanki tüylü yastık gibiydi artık köyden ayrılmışlardı gözleri halka halka olmuş Güneşin ufuktan doğmasını bekliyorlardı sabah olduğunda annesi İbrahim'i yatağında göremedi anlamıştı her şeyi sezmişti durumu eşine anlattı felaketlerin başlangıcı idi sigara üstüne sigara yakıyordu ve öğlen olmuştu dilanın babasında ayrı bir telaş onlarda ayrı bir telaş dilanın babası şehmuz kendi aşiretini topladı .İbrahim ve Dilan cok mutluydular aşkın sevginin ne olduğunu doyumsuz oldugunu yaşıyorlardı ama Köyde başka bir hava esmeye başladı İbrahim babası annesi ve küçük kız kardeşi telaşlı idi İbrahim babası şehmuz efendiye giderek durumu anlattı şehmuz efendi yerinden kalkarak sen örf ve adetleri bilmezsin be adam diyerek aşalayıcı sözler söylüyor du İbrahimin babası köy meclisi toplasın kararı köy ortasında verelim dedi ve ertesi gün köy meclisi toplandı örf ve adetler yerine gelmeliydi cana karşı can İbrahimin 12 yaşındaki küçük kız kardeşini şehmuz efendiye vermer kararı alındı anne çıldırıyor du asla asla deyip Haykırıyor du baba sessizdi ama için için bitiyordu karara karşı gelemezdi ve karar verildi 12 yaşındaki nare şehmuz efendiye verildi düğün hazırlıkları başlattı şehmuz efendi .


İbrahim ve Dilan hiçbir şeyden habersiz di sanki Gölgeler ülkesinde peri masalları gibi yaşıyorlardı Dilan artık 3 aylık hamileydi bir ev bulmuşlardı hayalleriyle süslüyorlardı çocuk odalarını süsleyip geleceğim hayallerini kuruyorlardı ama  Köyde durum başka idi Şehmuz Efendi'nin Davulları çalmaya başladı ve 12 yaşındaki Nare gelinliği giymişti. Anne Acılar İçinde gözyaşlarını döküyordu Baba köşesine çekilmiş için için ağlıyordu köyün büyükleri gelin almaya geldiler 12 yaşındaki narey almaya geldiler. Ve alıp Şehmuz Efendi'nin evine getirdiler Belki o küçük Nare Durumun ne olduğunun farkında bile değildi Belki bir oyun sanıyordu gelin gitti eve varınca oyuncak bebeğini arıyordu ama durum Hiç öyle değildi herkes çekip gitmişti Küçük Gelin evde Şehmuz Efendi ile kalmıştı küçük Nare hemen yerinden kalkarak Şehmuz amca Şehmuz amca oyuncak Bebeğim nerede gördün mü diye sordu Şehmuz bıyıkların altından güldü ve kollarından tutarak aldı götürdü küçük Nare bilmiyordu Durumun ne olduğunu bilmiyordu ve sabah oldu şehmuz efendi kalkıp kahveye gitti İbrahim annesi uyumamış tüm gece gözleri kan revan içindeydi tam bu sırada İbrahim telefon etti İbrahim seviçli idi annesini konuşturmuyordu anlata anlata bitiremiyorum anne sessizce telefonu kapattı İbrahim o an dilanı alıp köye dönmeye karar verdi anne duramıyordu narenin yanına gitti kapıyı açtı kimse yoktu kızım kızım diyerek 3-5 kere çağırdı ses yoktu yukarı cıktı yatak odasında Dilan uyuyordu saçlarını Okşadı kadersiz kızım kader buymuş diyerek konuşuyordu ama nare sessizdi anne,baksana kızım ben geldim dedi narenin başını çevirdi nare ölmüştü feryad ediyordu anne gelinlik kızına kefen olmuştu kollarına alarak evine götürüyordu ağlayarak bütün köylü annenin agıtını dinliyordu evine getirdiler yatağına yatırdı baba sessiz di .

Anne batsın sizin Töreniz batsın sizin adaletiniz diyerek feryatlar içindeydi Eve gitgide kalabalık laşıyordu Tam bu sırada bir taksi durdu kapının önünde taksiden inen İbrahim ve dilandı Dilan hamile idi Dila'nın Geldiğini duyan Şehmuz koşarak Dilan'ı almak için geliyordu İbrahim ve Dilan durumun daha ne olduğunu bile anlayamamışlardı köyde evin avlusuna küçük Nare yatırılmış ağıtlar söyleniyordu İbrahim koşarak annesine Anne ne oldu diye soruyordu dilan hemen İbrahim'in arkasındaydı Bu arada kapıdan Şehmuz girdi İbrahim'in babası bir köşede oturup için için sızlıyordur hafifçe yerinden kalktı ufak adımlarla ilerledi odasına çıktı

Odasında yıllarca sandıkta saklamış olduğu silahını çıkardı yavaş bir adımlarla dışarı çıkıyordu Önce şöyle sağa sola baktığı yavrularına baktı kendine baktı boynunu büktü Kader kader deyip için için çekti ve silahlı çıkardı Üçel Şehmuza ateş etti sonra oğlu İbrahim'e sonra Dilan'a hepside orada öldürmüştü son kalan mermiyi kendine saklamıştı ve son mermiyi kendine sıktı . Ve sevgi ile mutluluk ile başlayan bir aşkın hikayesi böyle bitmişti.
Rabbim yaşanan sevgileri böyle kara güne çevirmesin 

( Kara Sevda Kara Gün başlıklı yazı Harun Yıldırım tarafından 1.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.