Hikaye / Toplumsal Hikayeler

Eklenme Tarihi : 5.12.2015
Okunma Sayısı : 1089
Yorum Sayısı : 0
Yeniden, raydan çıkan başka bir insan hikâyesiyle karşınızdayız… Ama öncelikle bu seri yazılarımızın klasik uyarısını burada da yapalım… Burada anlatılan A’dan Z’ye herşey tamamen hayal ürünüdür… “Bir İnsan Nasıl Raydan Çıkar” seri yazılarının amacı; insanları raydan çıkarmak, raydan çıkan insanları rencide etmek değildir… Sadece, insanların başına gelebilecek olayların arkasında en az bir neden olduğunu belirtmeye çalışmaktır… Burada anlatılanları denemeyiniz, denemeye çalışmayınız… Uyarımızı yaptığımıza göre yazımıza başlayabiliriz…

Yorucu bir düğün telaşını bitirdikten sonra evlerine geldiler… İkisi de çok yorulmuştu… Ama tatlı bir yorgunluktu bu… Bir ömür sürdürmeyi planladıkları bir yuvanın temelini atmışlardı… Eşi, üstünü başını değiştirip duş almaya gittiğinde o da televizyonu açtı… İşinden dolayı doğru düzgün televizyon seyredemez ama sabahleyin gazetesini okumadan işe gitmez ve gece haberlerinin tekrarını izlemeden yatmazdı… Gündemi yakından takip etmeyi çok severdi… 

Bir haber kanalına gelip, durdu… Tam da zamanında açmıştı zira haberlerin tekrarı yeni başlıyordu…

“Ne yazık ki, bültenimize acı birkaç haberle başlıyoruz sevgili izleyiciler… Bugün, ülkemizin çeşitli bölgelerinde töre, namus adı altında çeşitli cinayet haberleri ajanslara geldi… Biri 16 yaşında, ikisi 19 yaşında iki kardeş ve en sonuncusu da 21 yaşında bir genç kız, belki de daha hayatlarının baharlarını yaşayamadan aramızdan gittiler… Onları aramızdan alan bir hastalıktı… Töre adı verilen ve masum genç kızların boş yere öldürülmesini hak gören, insanların dininden de üstün sayılabilen bir hastalık… Sorduğunuzda ‘Namusumuzu temizledik…’ diyen bu zihniyet sahibi insanlar, ellerini hiç çıkmayacak bir lekeyle kirlettiklerinin farkında değiller mi…? Hangi kitapta böyle bir şey yazar…? Biz bunu bilmiyor ve anlayamıyoruz sayın seyirciler…” 

Spiker haberi sunmaya devam ederken damadın gözleri yorgunluktan kapanmak üzereydi… Habere sinirlenecek gibi olduysa da sinirlenemedi çünkü içindeki uyuma arzusu bedenini tamamıyla kuşatmış durumdaydı… Gözleri tamamen kapanıp, tam uyku hâline geçmeden önce spikerin; “… Emniyet güçleri cinayetleri işleyenler hakkında soruşturma başlattı… Bu soruşturma; gidenleri geri getirmez ama umarız ki suçlular hak ettikleri cezalarını çekerler…” dediğini duydu… Zaten duyduğu son şey de bu oldu çünkü artık tamamen uykuya yenik düşmüştü…

Göz kapaklarına vuran ışık sebebiyle göz kapaklarını hafifçe araladı… Sabah olduğunu fark etti… Ama uyandığı yerin, uyuduğu yerle aynı olmadığını fark edemedi…
 

Gözlerini iyice açıp, üstündeki uyku mahmurluğunu attıktan sonra ailesinin evinde olduğunu fark etti… Üstünde damatlıkları değil pijamaları vardı… İyi ama en son hatırladığında evlenmişti ve düğün sonrasında eşi ile birlikte kendi evlerine gitmişti… Yani en azından o, öyle hatırlıyordu… Şu anki duruma hiçbir anlam veremiyordu…

Kafasını biraz daha toparlayana kadar biraz haberlere bakmak istedi… Birkaç kanala baktıktan sonra en sonunda bir tanesinde haber buldu… Biraz da sesini açtıktan sonra kumandayı oturduğu kanepenin önündeki sehpaya bıraktı… 

“Şimdi de acı birkaç haberle devam ediyoruz sayın seyirciler… Ülkemizin çeşitli bölgelerinde töre gereği,- namus temizlemek- adı altında 5 cinayet işlendi… ” Spiker, haberi sunmaya devam ederken damat bu sözleri ve/veya benzerlerini sanki daha önce de duymuş gibi bir hisse kapıldı… Spiker, son olarak; “Şimdi polis bu cinayetleri soruşturuyor…” dedi…

Sabah sabah bu cinayet haberleri üzerine damadın morali çok bozulmuştu… Üstelik daha yeni evlenmişti… Saçma sapan fikirlere kapılmamak için başka kanallara bakmaya karar verdi… Ama hangi kanalı açtıysa töre cinayeti haberleriyle karşılaştı… En sonunda film bir yerde koptu…

Aklında ne evliliği kalmıştı ne de şu anda nerde olduğu… Hazırlıklarını yapıp evden ayrılarak cinayetlerin işlendiği bölgelere doğru yola çıktı… Her ihtimale karşı hazırlığını yapmış olmasına rağmen yol boyunca aklında bir tek soru vardı… Kısasa kısas mı yapacaktı yoksa ders mi verecekti…?

Aklındaki sorunun cevabını bulamamasına rağmen aranan tüm cinayet zanlılarını tek tek buldu… Hepsini baygın bir şekilde, öldürdükleri kızların mezarlarının başlarına götürdü… Hepsini, öldürdükleri kızların mezarlarını görecek ve kımıldayamayacak şekilde bağladı… İşini bitirdikten sonra kendi yerine çekildi ve baygın zanlıların ayılmasını beklemeye başladı…

Önündeki kameradan tek tek hepsinin ayılışını izledi… Her bir zanlı ne olduğunun farkına varamamıştı önce… Herbirinin önünde kamera vardı… Kameraların üstünde de görüntü veren ufak bir cihaz vardı… Zanlılar kımıldamaya çalıştılarsa da bunda başarılı olamadılar… Hepsinin içini garip bir ürperti sarmaya başladı…
 

Zanlılar, bir yandan neler olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da içlerindeki korkunun git gide yükseldiğini hissedebiliyorlardı… Damat, hepsinin önünde duran kameraların üstündeki ekrandan konuşarak bir anda dikkatlerini dağıttı…

“Her biriniz, öldürdüğünüz kızların mezarı başında duruyorsunuz… Sizi kaçırmadan ve siz uyanmadan önce, bu masum kızların ahını sizden nasıl çıkartabilirim diye çok düşündüm… Kısasa kısas yapıp sizi öldürmeli miydim yoksa size hiç unutamayacağınız bir ders mi vermeliydim…” 

O sırada içlerinden birisi yarı öfke yarı korkuyla karışık duygular içinde bağırmaya başladı… “Ne masumu…? O, bizim namusumuzu kirletti…” Diğer kızlardan haberi olmadığı için kendi akrabası adına konuşuyordu… “Namusumuza leke sürdü… Bunu affedemeyiz… Törelerimiz ona, bunu uygun gördü… Ne yani namusumuzu kirleteni yaşatacak mıydık…? Elalemin ağzına düşerdik sonra… Bilip bilmeden konuşuyorsun…” 

Ardından kısa bir sessizlik oldu… Konuşan zanlının içindeki öfke sanki elle tutulabilecek, gözle görülebilecek kadar aşikârdı… Bu kısa sessizlik anında damat, biraz da olsa onun sakinleşebilmesini bekledi… Sonra büyük bir sükûnetle konuşmaya başladı…
( Bir İnsan Nasıl Raydan Çıkar - Kirli Temizlik 1. Bölüm başlıklı yazı 4harf1kelime tarafından 5.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.