Hikaye / Toplumsal Hikayeler

Eklenme Tarihi : 6.12.2015
Okunma Sayısı : 1451
Yorum Sayısı : 0
Gönül isterdi ki daha tebessümlü bir yazıda buluşalım sizlerle. Ama nasip işte... Bir İnsan Nasıl Raydan Çıkar yazı dizilerini takip edenler biliyordur ama bilmeyenler için artık klasikleşmiş hatırlatmamızla başlayalım yazımıza. 

Bazen kötü olaylar olur, insanlar sinirlenebilirler. O sinir havliyle ilk gördüklerine göre yargılayıp hüküm verebilirler. Benim bu yazıdaki amacım da o sinirin arkasındaki nedeni, namlunun içinde bekleyen mermiyi hareket ettiren tetiğin nasıl kımıldadığını anlatabilmek. Başarılı oluyor muyum bilmiyorum ama en azından deniyorum. Burada anlatılan her şey, herkes ve her olay tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişilerle, kurum ve kuruluşlarla, olaylarla bir alakası bulunmamaktadır. Burada anlatılanlar denenmesi imkansız şeyler olmaya çalışsa da siz denemeye kalkmayınız. Unutmayın, ne görürseniz görün ne duyarsanız duyun neden diye sormadan tek fikirle hareket etmeyin. Uyarımızı da yaptığımıza göre sanırım yazımıza başlayabiliriz...

28.08.2015, Ankara, saat 09.05...

''Gün geçmiyor ki bir kara haber daha ulaşmasın evlere sayın seyirciler... Bir haftadır devam eden saldırı ve çatışmaların ardından bugün de ne yazık ki acı bir bildiri düştü ajanslara. Vatani görevini yapmak üzere birliğine teslim olmaya giden yeni dönem askerlerin bulunduğu otobüs, yol üzerinde çapraz ateşe tutuldu. Kurşunlardan birinin benzinlik deposuna isabet etmesiyle birlikte patlayan otobüs içindeki 16 asker ve 1 şoför alevler içinde can verdiler... Bu acı haberle birlikte bir haftadır oluşan şehit sayımız 57''ye yükseldi. Terör örgütlerine yapılan operasyonlar ise tüm hızıyla devam ediyor...'' diyen spikerin sözünü bölen kapının çalması ile dikkati dağıldı.

Soluk soluğa bir adam girdi içeri... ''Başkanım... Az önce bir otobüs baskın haberi...''

''Biliyorum. Ben de şu an onu izliyordum...'' Kısa bir sessizliğin ardından ''Tam durum nedir?'' diye sordu başkan.

''Efendim, ilk gelen haberlere göre 16 yeni asker ve 1 adet şoförümüz şehit oldu. Çevreye hemen destek kuvvetleri yönlendirdik. Şu anda geniş çaplı bir operasyon başlatıldı bölgede...''

Başkan, elini alnına götürdü. Sanki kaşırmış gibi bir ileri bir geri hareket ettirdi. 

''Bir haftada 10 tane saldırı ne demek? Bu işi tez elden çözmemiz lazım... Halk isyana gelmek üzere... Bir saldırı daha olursa altından kalkamayız. Hemen çözün bu işi!''

''Emredersiniz efendim...'' dedikten sonra odadan ayrıldı milletvekili...

Odada tek başına kalan başkan, dinlenme koltuğuna doğru gidip uzandı. Biraz yalnız kalıp bu konuyu nasıl çözebileceğini düşünmeye başladı. Çünkü sert çıkarsa ''soykırım'' diyeceklerdi... Çıkmazsa ülkenin ve ülke evlatlarının kaderini ateşe atacaktı. Doluya koysa almadı, boşa koysa dolmadı derken göz kapakları kırmızı dinlenme koltuğunun üstünde uzanırken kapanmaya başladı. Dün gece iyi de uyumuştu halbuki. Ama göz kapakları daha fazla dayanamadı.
 

26.08.2015, İstanbul, saat 14.53...

Terör saldırılarının ardı arkası kesilmiyor sayın seyirciler... Haftanın başında cami minarelerini bombalayan terör örgütü üyeleri, askeri birliğin nizamiye kapısındaki iki askeri şehit ederek hemen girişte bulunan bayrağı indirip kendi bayraklarını astılar. Birlik içinden gelen karşı ateşle teröristler ölü olarak ele geçirildi. Çatışmanın hemen ardından ise teröristlerin astığı bayrak indirilerek Türk bayrağı yeniden asıldı. Silahlı kuvvetlerden gelen açıklamada başarılı bir operasyonla teröristlerin etkisiz hale getirildiği bildirildi...

Öğlen haberleri biteli nerdeyse bir buçuk saat kadar olmuştu ama acı bir son dakika haberi ile yayına ara verilmişti. Haberi izleyenlerden biri de Kurtuluş Savaşı''nda tanışmış yaşlı bir çiftti. Ali amca, savaşta harp ederken daha 16-17 yaşlarındaydı. Gençliğin etkisinden mi yoksa adının cesaretinden mi bilinmez pek gözü kara biriydi. Hala da öyledir. Şu anda eline silah versen Vatan seni bekliyor Ali amca. desen, sen daha cümlenin yarısına gelmişken o yola çıkmıştır. O kadar vatanına bağlıdır Ali amca... Çünkü hayatının en kara günlerini görmüştür. Selası bile okunamayan insanların cenazelerini gömmüştür.

Ali amca cephede savaşırken Nurgül teyze de gönüllü hemşirelik yapmaya gelmiştir cepheye... Annesi hemşire babası da doktor olduğu için daha küçük yaşta öğrenmiştir tıbbın ne demek olduğunu... Ve cepheye giden ailesini yalnız bırakmamıştır. Tabi cephede yaralanan askerleri de yalnız bırakmamıştır. Çok canın kurtulmasına vesile olmuştur. Bunlardan biri de Ali amcadır...

Ali Amca, bir keskin nişancının kurşununa denk gelir, savaşın son demlerine doğru... Arkadaşlarının bir kısmı o siperi alırken bir kısmı da yaralandığı yerden Ali amcayı alır ve Nurgül teyzenin bulunduğu çadıra getirirler... Kurşun; sırtının sol tarafından, kalbinin birkaç santim yukarısından geçmiştir. Zorlu bir operasyonun 
ardından Nurgül teyze ile annesi, kurşunu çıkartırlar...

O ufak kurşun tanışmalarına ve ömürlerinin geri kalanını birlikte geçirmelerine sebep olmuştur. Taa ki bugün öğlen duydukları o kara habere kadar...

Ali amca, çay getiren eşinin elini tutup yüzüne bakarak; Ne olacak bu memleketin hali hanım? diye sorar.

Allah''tan ümit kesilmez bey... Bilmez misin, hatırlamaz mısın biz nerden geldik bu zamana? şeklinde yanıtlar Nurgül Teyze..

Bilirim hanım, bilirim de yüreğim el vermez şuncağızlara, arkada bıraktıklarına... Vatanımı ve onu bekleyen her bir arslanımı Allah''a emanet ediyor, ne kadar zalim varsa toprağımızda, emanetlerimizde gözü olan hepsini de Allah''a havale ediyorum... der Ali amca ve gözlerini kapatır iki gün sonra arkasından gelecek otobüs yolcularından haberi olmadan... Nurgül teyze de Ali amcanın yeni yolculuğuna eşlik eder, eşinin elini bırakmadan...
 
( Bir İnsan Nasıl Raydan Çıkar - Dört Emanetin Sahipleri 1. Bölüm başlıklı yazı 4harf1kelime tarafından 6.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.