Bir sonbahar akşamı dışarı çıkmışlardı.Her akşam olduğu gibi,yine kafayı demlemişlerdi.Yolları ;Ankara Garına düştü.Tren perona girmek üzereydi.

Peronda yolcu bekleyenleri bir telaş aldı.Doğu ekspresi yorgun sesiyle son nefesini verdi.Yolcular treni terk etmeye başlamışlardı.Gurbetten gelenler sevinçle kendilerini bekleyen yakınları ile hasret gideriyorlardı.Bir kadın yolcu ürkek adımlarla trenden indi.Şaşkındı.Etrafına bakındı.İlk defa görüyordu Başkentin Garını,işıkları yanan büyük binaları.


Yolcular dağılmıştı.Bir yolcu niçin geldiğini bilmiyordu.Onu kim karşılıyacaktı ki;Kambur Ahmet'den başka.

Trenden yeni inmiş bu şaşkın kadının yanına yaklaştı.

"Hoş geldin nereye gideceksin"dedi ama cevap alamadı.Dikkatle bakınca bir gözünün görmediğini fark etti."Hem kör hem sağır dedi"kendi kendine."Anlaşılan seni azad etmişler garibim diye söylenerek elinden tuttu.Baraka iş yerine götürdü.Burası hem işyeri,hem eviydi.Artık yalnız değildi.Davetsiz misarinde yeni mekanıydı.


Günler geçtikçe bu mekanana alıştı.İşaretle konuşuyordu.Ev işlerini maharetle yapıyordu.Çalışan kadınların ev temizliğini yapıyordu.Kambur Ahmet ondan çok memnundu.O na yükde olmamıştı.

Günler böyle geçerken karnının büyüdüğünü fark etti.Doktora gitti.Artık hamileydi.Günü gelince anne olmuştu.Artık bir kız annesiydi.Çocuğu ile konuşamadı.Bakımını yapamayacağı içinde Çocuk Esirgeme kurumuna verilmek zorunda kalmıştı.


Zamanla sokaklarda bir kadın olmuştu.Gecelerin kadını.Sokaklar tehlikeliydi.o nun gibi kimsesiz kadınlar için.

Bir adın bile yoktu.Bir gece akşamcı kafadarlar onu arabalarına aldılar.Bir bağ evideydiler.Gecenin ilerleyen saatlerinde kafalar iyice duman olmuştu...


Ertesi sabah gazetelerin üçüncü sayfalarında bir haber vardı.

Gece yarısı yolun kenarına bırakılan kadın cesedinin kimliği belirilenmediği,niçin ve kimler tarafından öldürüldüğü konusunda araştırmaların başlatıldığı yazıyordu.


Nerden geldiği ve ismi binmeyen kadın yine kimselerin bilemeyeceği bir mezarda  edebi istirahatini çekildi.




( Azad Edilen Kadın başlıklı yazı M.Filizman tarafından 15.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.