Bitmek tükenmek bilmeyen ipinde pranga mahkûmları
Örümcek, nereye çekerse alır götürür deniz dalgalarında
Dinlemez safiymiş sufiymiş alır içine tornado masumları
Ne olursa olsun sebep arar bulur haklıdır kavgalarında

İşte adı örümcek şekli insan gibi, girer kalabalıklara haykırır adalet istiyorum diye bize benzer gibi... Sesi sanki tetikler masumane büyülemiş gibidir, yat der yatar kalk der kalkar, dilenci olur günlerce çimenlerin üzerinde, kokar. Hak ister, haklıyım der, o ses önünde siper olur bir süre. Masumiyet, kırdığına aldırış etmez, taş attığına sinirlenmez, biber gazı çeker ağlar ama o sese kulak verir hala direnir. Satrançta piyon gibi şahına sarılır. O şah ki, eğer başına bir şey gelse teslim olacaktır. O şah sestir, maceradır, heyecandır, yeni doğmuş ve anneye muhtaç bebek gibi sarılır kucağına.

Masum kitleler zaten bir ideal aramaktadır.
Önünü görememektedir.
Bir işe yaramadığını düşünmektedir. 
O ses ne amaç güderse gütsün sorgulamamaktadır bu yüzden
Ölmek ama kimin için
Yaralanmak ama?

O ses elleri kaldırır, vahşiliği canlandırır, seyredene derki biz masumuz…
Hak nasıl aranır bizim garibimiz öğrenemedi ki!
O ses hep bize seslendi, dedi ki “alevisin, sünnisin!”
Baktı eğlence bitti dedi ki” Türksün Kürtsün”
Baktı yine maya tutmadı “Gezi Parkı yeşile kıyanlar” dedi…
O ses ortaya çıktığında bu millet sadece acı çekti. Yavrular öldü. Ne paraları kaybetti. Geri kalmışlığımız daha da arttı.

El Aya giderken biz yaya kaldık.
El Marsa giderken biz bu işe şaştık kaldık!
El malı götürürken biz fakirliğe gömüldük…

O ses neden başarılıdır?
Okumuşumuz varken,
İnternetten her şey öğrenilirken,
Gizli saklı kalmazken,
Acaba biz mi cahillikten, ezilmişlikten hoşlanıyoruz da o ses bize ilacımızı içiriyor ve bizde bunlara kanıyoruz. Yok, sebep bu olamaz. Hem zeki hem çalışkan hem her şeyi bilenimiz fazlaca var, tek eksiğimiz Müslümanız derken, Allah’a teslim olmayışımız da…

Rad Süresi 11 nci ayette der ki, “…Siz değişmedikçe Allah sizi değiştirmez.” 

Allah bizi sınıyor, kendi irademizle kendisine dönmemizi istiyor. Biz ona dönmedikçe, aşığın sevdiğini kıskandığı ve kaybetmemek için kıskandığı tepkileri gibi biz ona dönmedikçe bu belaları bize veriyor. Kulunun sadece kendisini sevmesini ve ondan istemesini umuyor. Siz eğer Allah’ı ve onun sesini dost kabul ederseniz, ne kaybedeceksiniz ki, kazanmaktan başka. O size seslenen sese sorun hele,

Ölüme çare vaat ediyor mu?
Sonsuz mutluluk mu size vereceği?

Harcadığınız o acı çeken çilenizin çok azını Allah’a ibadetle geçirseniz, gerçek adalet, yeşillik, ilim neymiş göreceksiniz. Gezi parkı sizin kabul ettiğiniz öylesi küçük dar bir dünya. Oradan kâinatı okuyun ve ne kaçırdığınızı görünüz. Elbette görebilirseniz!

Gördüğünüzde, kimseyle uğraşmayacak, kusur aramayacak, insanların malına zarar vermeyeceksiniz, verenleri de aranıza almayacaksınız eminim. Yaptıklarınızın ne kadar korkunç olduğunu, zamandan, maldan ve idealden israf ettiğinizi itiraf edeceksiniz en sonunda. “Biz Allah’tan geldik yine Allah’a döneceğiz” diyeceksiniz. Elbette o sahte sesin sihrinden uyanabilirseniz.


Gezi yerine Kur’anda gezin derim ben size…


Saffet Kuramaz

( Gezi Yerine Kuranda Gezmeli başlıklı yazı safdeha tarafından 1.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.