Milletinin dokunulmazına söven adam,  havuzcu arkadaşlarıyla birlikte ülkenin gündemine parmak atarlarken tıklatılan kapı açıldı. İçeriye giren Ceo, patronuna ve onun havuzcu tayfasına hürmet tazeledikten sonra;

                “Az önce ulaştırılan bilgilere göre,” diyerek olanlardan efendisini haberdar etmeye yöneldi.

“Yeşil Artvin Derneği” öncülüğünde Artvinlilerle yapılan Carettepe görüşmesinde uzlaşılan konuları bildirirken en önemlisini sona bıraktı. “Gavurun ekmeğini yiyen kılıcını sallar” atasözüne rağmen   sağlam adamdı Ceo. Şu dönemde açığa vuramasa da yüreğinde doğa sevgisi taşıyordu…

                “Cerattepe’de her türlü maden faaliyeti, mahkeme sonuna kadar durdurulmuş.  Davutoğlu

bu müjdeli haberi Konya’dan Artvinlilere ve doğa sevenlere bildirecekmiş.,” diyerek belki de farkında olmadan hem gönlündekileri ortaya dökmüş oldu hem de patronunu küplere bindirdi.

                “Davutoğlu da kim?” diye sordu milletine küfreden adam.

                “Başbakan,” dedi Ceo.

                “Get len!” dedi milletine küfreden adam. “Kim şeder, Yalova kaymakamını, “diyerek

efelendi  peşinden. Havuzcu arkadaşlarından önce alkış sonra sitemli bakış alınca; “Kim takar

Yalova Kaymakamını demek istedim,” diyerek sözlerinin yanlış anlaşılmasını gidermek istedi….

                “Yalova vilayet oldu,” dedi Ceo olanca saflığıyla.

                “Oğlum,” diyerek Ceo’ya alengirli baktı küfürbaz adam. “İstanbul başkan olduğu sürece  kaymakamlıktan kurtulamaz Yalova. Bunu kafana yerleştir. Çok değil, birkaç gün içinde İstanbul’dan fırça yer bu Yalova kaymakamı. Onun, Artvinlilere verdiği sözü dikkate alma. Ormancılar yer teslimi

yapmış mı ondan haber ver sen_”

                “Sizin bastırmanızla desteklileriniz sayesinde yer teslimi yapılmış efendim. Yalnız bu sıralar Artvin’de çok çetrefil bir konu konuşulmaktaymış.”

                “ Artvinlilere özel bir küfür etmek istemiyorum ama… Fazlaca ileri geri konuşur ve yeni bir Gezi’cilik yaparlarsa  küfürden sakınmam. Ne diyorlarmış de hele?”

                “Efendim, bizim madene de ulaşan Kafkasör yolunu yatıran adam, bir tarlanın kenarından biraz geçmek zorunda kalmış. Tarla sahibi, ‘Arazimden yol geçirtmem,’ diyerek diklenmiş. Yolu yapan adam, tarla sahibini ikna etmenin yanı sıra; ‘Arazini kolladığın gibi bu ormanları da kolla. Ormanlara zarar verileceğini anladığında, Deli Dumrul olup, orman zararlılarının yoldan geçişini engelle’ diye vasiyet etmiş. Tarla sahibi adam, şu sıralar doksanına merdiven dayamış. Hastanede ölmek üzereyken birden kendine geldiği gibi, ‘Deli Dumrul olacağım!’ diyerek ayaklanmış. Ne olduğunu soranlara, Azrail’le pazarlık yaptığını söylemiş. Dediğine göre, Azrail bunun canını alacakken, “Etme eyleme. Bir vasiyeti yerine getirme zamanımda canımı alma,’ diye yakınmış. Olup bitenlerden haberdar olan Azrail; ‘Vasiyetine sadakatinden dolayı seni kutluyorum. Bunun karşılığı olarak üç ay içersinde iki can önerirsen senin canını almayı beş sene öteleyeceğim,’ diyerek yaşama fırsat tanımış buna. Adam, kabul etmiş. Azrail’le arasındaki bu pazarlık tüm Artvin’de konuşuluyormuş. Adam; ‘İki ay yirmi yedi gün daha süre var.  Azrail’e havale edeceğim birisinin canı kesin de ikinciyi tespit etmeye çalışıyorum,’  diyormuş…

                “Ceo efendi, ne yapıp et, Rize’deki mahkemenin aleyhimizde karar vermesini sağla.” diyen milletine küfreden adam, bolca kolonya ile bedensel sıkkınlığını gidermek istedi…      

Veysel Başer        

( Acaba Kimlerin Canını Önerecek başlıklı yazı Veysel Başer tarafından 28.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.