ŞÖHRETSİZ GÖNÜLLER
Tam yirmi beş yıl beyaz eşya servisi işinde
çalıştı.Mesleği gereği yaşadığı çevrede tanımadığı kimse yok gibiydi.Emekli
olmuş, çocukları evlendirmiş her şey yolundaydı.Ama yine de koşturmaya devam
ediyordu.Damadı doktor, oğlu mühendisti.Hiç bir maddi sıkıntısı yoktu
ihtiyarın.tatil günleri toplanıp sabah kahvaltısını beraber yaparlardı.Çocuklar
her seferin de”Baba sen artık çalışma, para lazımsa para verelim,artık
yaşlandın hayatını yaşa, bu Dünya’ya bir daha mı geleceksin” diye ihtiyara
sitem ederlerdi.Adam bundan gitgide sıkılıyordu.
Bir Pazar sabahı yine aynı muhabbet başladı.İhtiyarın
canına tak etti.Ders zamanı gelmişti.
-Damat gel seninle
bu sabah işe beraber gidelim.Bana arkadaşlık edersin.Değişiklik olur.
-Tamam Baba
gidelim senimi kırayım.
İhtiyar önde
damat arkada yola koyuldular.Çarşıya gelince baba arabadan indi.İki simit bir
paket sigara bir kutu çikolatayla geri döndü.Damat sigarayı görünce(babam bizi
kekliyor sigarayı bıraktım diye, demek gizli gizli içiyor )diye içinden
geçiriyordu.Her çocuk gördüklerin de duruyor bir çikolata uzatıyordu .Damat
bunun sebebini sordu
-Yıllar önce
Allah’a dua ettim.Sigarayı bırakırsam bunun parasını çocuklara vereceğim
diye.Rabbim duamı kabul etti.O gün bu gündür günlük iki paket sigara parasına
çikolata alır gördüğüm çocuklara dağıtırım.Ne yapalım damat sepet boş mu
gidelim yaratanın huzuruna.
Dükkâna
vardıklarında adam kahveciye seslendi.
-Ustaaaa! Bizim
çayları getir, misafirim var bir tane fazla olsun
Tepside üç
çay geldi biri dubleydi.Duble çay masanın üstüne konuldu.Doktorun gözü o
çaydaydı.Bir süre sonra sessiz bi adam geldi masaya oturup çayı karıştırmaya
başladı.İhtiyar kalktı simitleri ve sigarayı getirip adama verdi.Karnını
doyurunca sessiz adam yavaşça uzaklaştı.
-Baba kim bu
adam? Nenin nesi* günaydın bile demedi.
-Deli
evladım kimi kimsesi yok.Her sabah iki simit bir paket sigara ve bir duble çay
söylerim buna.Gariplik kötü yavrum, Allah şahit misafir edemediğim için hicap
duyuyorum.Haydi biz işimize bakalım, daha çok işimiz var
Arabaya
bindiler yola koyuldular, bir evin önünde durdu ihtiyar.İçeriden bir bayan
çıktı.Bayana bir zarf uzattı.doktor pür dikkat dinliyordu.
-Kardeşim
buyur bu zafı, için de bir aylık ihtiyaçlarını görecek kadar var. Herhangi
sıkıntı olursa ara beni, hoşca kal.
Bir süre
gittikten sonra marketin yanında durdu ve damadına seslendi.
-Haydi
yavrum şuradan büyükler için bez al bir çuval olsun. Yanın da yiyecek içecek de
olursa iyi olur.Senin de çorbada tuzun olsun.
Damat
hepsini aldı getirdi.İhtiyar neşeliydi, bir taraftan kasette türkü çalarken
diğer taraftan eşlik ediyordu.Gecekondu yanına gelince durdu.aşağı inip
aldıklarını içeri taşıdılar.
İçeri de yatalak
bir adam başın yaşlı bir kadın vardı.Evin içi feci kokuyordu ama ihtiyarın
umrun da değildi.Doktor ağzını kapatıyordu.İhtiyar seslendi.
-Ablacığım sen
bize bir çay demle güzel ellerinle, bizde işimizi yapalım.Haydi damat tut
abimin ayaklarından banyoya götürelim, ablamın gücü yetmiyor bu işe.
Yatalak adam
güzelce boyna yaptırılıp yatağına yatırıldı.Çaylar içildikten sonra İhtiyar
masaya bir zarf koydu, dolu olduğu her halin den belliydi.
-Ablacığım,
Abim , Allah’a emanet olun, bir durum olursa gece gündüz fark etmez arayın, ben
hazırım.
Yola devam
ederken damat için den geçiriyordu(yahu bu adam bu kadar parayı nerden
buluyor.)İhtiyar mutluluktan uçuyordu.Pazar yerine gelince durdular.İhtiyar bir
hane için ne gerekliyse alıp arabaya yüklüyordu.Alış veriş bitince yola devam
edildi.Sırada kocası inşaatta ölen bir kadının evi vardı.Çocuklarından biri
hastaydı ve ev kira idi.Üçyüz elli tl ilaç masrafı vardı aylık.Eğer ilaçlar
alınmasa çocuk ölecekti.Aldıklarını eve koyduktan sonra hasta çocuğu alıp parka
götürdüler.
Her Pazar iki
saat o çocuğu eğlendirirdi İhtiyar.Rutin yapılan iş yine aynı tekrarlandı.Çocuk
mutlu bir şekilde eve bırakılırken, ihtiyar anneye yine bir zarf uzattı.Kadının
hürmet ve minnet duygusu gözlerinden okunuyordu.Her zaman olduğu gibi Rahmet
sahibi ahırda doğan öksük oğlağın yayla da otunu bitirmişti
Bir çay ocağının önünde oturdular ve
İhtiyar birini aradı.
-Söylediğin
yere geldim kardeş gelebilirsin
Bir zaman
sonra bir jip içinden bir adam çıktı.Masaya oturdu ve çek defterini yazmaya başladı.
Üzerinde yüz
bin yazıyordu ve İhtiyara uzattı.
-Baba al
bunu sahiplerine ulaştır.Biz telaşe den unutuyoruz bazı şeyleri.Yetmese haber et.
Akşam olmuştu, doktor’un kafa karışık,
Babasına seslendi
-İyi ki
varsın Baba, seninle gurur duyuyorum.
İhtiyarın
ağzında şunlar dökülüyordu
Unutulanları
unutma, unutulursun.
Ahmet Çiftci 10-04-2016