Rahmani bir akılla yaşamayan insan, nefsine ve şeytana uyan bir akılsızlıkla önüne gelen tüm canı incitmekten zevk alır, neden mi? Kendi çıkarı için, kendi başarısına engel olacağı ve başarısızlığını meydana çıkaracak diye, elindeki birkaç kâğıt parçası dediğimiz para ile yıkmaya, etkisiz hale getirmek için uğraşır ve önüne gelen ne var ise yıkar, geçer gider. Dünya denilen çarkın kendi eliyle döndüğünü sanarak, gaflet içinde gezerken bir an gelir ve bu dünya denilen hayat çarkının, kendi eliyle dönmediği gerçeğini öğrenir ve o çarkın kendisini öğüttüğünü anlar şaşırır ve donar kalır. Aslında dünya hayatı diye tabir ettiğimiz çark iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, hak ile batılı ayıran bir süzgeç olduğundan habersiz olan insan Rahmani bir düşünce içinde olmayınca bu hayatta hep yanılır, hep yenilgiyi hezimeti yaşar bilmez ve son demde yani ecel geldiği o anda anlar lakin artık iş işten geçmiş ve ömür bitmiş, yanlış kulvarlar da koştuğunun gerçeği ile hazin bir ölümü yaşayarak, hak yolda gitmeyen şeytani nefis yolunda giden, iyilikle olmayıp kötülükle yol aldığı gerçeğinin pişmanlığı ile cehenneme odun olarak seçildiğini anlar lakin artık iş işten çoktannnn geçmiştir. Güvendiği iki kuruşluk kâğıt parçası malı mülkü kazancının heba olması veya çok olması artık faydasızdır anlamsızdır…
Cömertlik
kapısını bir ömür kapatmanın gururunu yaşarken, kasasında sakladığı o kor ateş
parçası haksız kazanç ile övünürken, şimdi
mezarda yüzbinlerce yakıcı azap ile karşı karşıya kalmıştır eyvah ki eyvah!
Dertler içinde biçareyi kaldırmak yerine, yerlerde sürünmesinin zevkini yaşayan
o insan, şimdi dünya hayatında yerlerde süründürdüğü insanlardan yüzbinlerce
kat acı feryat içinde sürünmektedir ve bu feryadını kendisi dünyada duymadığı gibi
şimdi onunda duyan ve yardımına koşan yoktur! Cebinde gezdirdiği bir kâğıt
parçasına güvenerek, meydanlarda hava atan, fakirleri sözleri ile ezen şeytan
ile can ciğer dost olan, şimdi yalnızlık içinde kıvranarak kalmıştır artık ne
parası nede şeytan ona yardımcıdır!
Para amaç değil, araçtır vasıtadır, birisine
yardım etmek, içinde dertlerine ilaç olması için onunda kendi kazancında fakir
insanların hakkı vardır. Yüce Rahman onunla o hakkı olanın hakkını içine katmış
ona vermiştir Yüce Rahman, o sadaka ve zekât olarak vermesi gerekirken,
kazancına bereket getirmesi gerekirken, eksilecek korkusu ile amaç edinmiştir
saklamıştır parayı. Mazlumu atma
meydana ey kul satma insanlığını üç kuruşa şeytana, atarsan atılırsın, yakarsan
yakılırsın, koşman gerekirken kaçarsan yakalanırsın… Tatlı dil merhamet güler yüz gerekir insana,
yüce Rahman boşuna vermemiştir bunları sana ey gafil gezen kul, nasıl ki
şeytanlığı kendi çıkarını biliyorsan karşısındakinin de çıkarını bileceksin gözetleyeceksin,
yoksa ahirette rezil rüsva perişan çaresiz dermansız kalırsın eyvah ki eyvah
’Rabbim bizleri merhametle gülen dertleri olanlara yardım eden yardım edecek
gücü yoksa da gülümseyenler den eylesin Lütfü Keremiyle İhsanıyla yardımınla inşallah… Amin.
Selam ve dua ile kardeşlerim.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet