Meali, zincirlenmiş
devingen ruhların
Çözeltisinde yığdığım
göreceli üç beş söylen:
Tahayyül etmenin çok
ötesinde
Hayli cüretli ve
kalburüstü bir bağnazlıkla
Tefekkürü hatmeden
kırık bir niyazın dalında,
Semirgen bir matemden
üreyen;
Adsız bir miracın gönül
koyduğu
Sonsuzluk kadar batılı
yürekte saklı
Nasıl bir mecraysa…
Satılmışlığın
tayfalarından mütevellit
Bir isyanda,
Donmuş bir karenin müsebbibi,
Hele ki sanal kâbuslar
gölgelerken rahmini
Doğurgan bir gölgeden
Nasiplenen nasıl bir
tevafuksa,
Haşmeti engin mabedin
Issızlığına kenetlenen
bir düş perisi…
Boyutsuzluğun güncesini
saklıyor
Görünmezin indinde bir
rahmet:
Konuşlanan iç sesin telaffuzunda
Nice münafık isyan…
Düş balyaları
üretiyorum hasbelkader,
Sonsuzluk sadece saklı
bir teferruat,
Hem de olmazın oluru en
sadık sağdıç
Şu gölgelerin
boyunduruğuna
Kondurduğum rüzgâr.
Sensizlikle imtihanım
yine göreceli bir kehanet,
Kanıksamaksa en alası,
Sükûtun zincirine
eklediğim artık
Hangi sakınca ise,
Görmez gözlerimi bak
sana bahşettim,
Yeter ki kaybetme sen
O ağlak gölgelere rehin
verdiğin aslını,
Kırmaksa ortadan ikiye,
Ben çoktan bölündüm bin
bir hazneye:
Hem de çoğaldığımdan
ziyade
Eksilen düşlerimin de
çetelesi saklı
En derin mahzende:
Bilinmedik, duyulmadık
hangi mecraysa,
Yeter ki düşsün yolun
gönül dergâhıma.
Ne öncesiyim bu ömrün
ne de yarınların kaygısı:
Altı üstü bir umut
zerresiyim,
Kayıp rotamın en mağdur
kancasına takılı o imgeden
Damlayan gözyaşıma
kefilim ve
Kaybetmediğim çocuk
sevinçlerime
Kimse muhalif,
Esirgedikleri sevginin
rahmeti
Çoktan ulaştı yüreğin
neferi hangi gölgeyse,
Kayıp bir esaret kadar
göreceli
O devinimde, pembeyi
ektiğim
Gök kubbenin eşliğinde
En eşsiz muhabbet.
Rotam aşkın ibresinde
takılı
Hem de en rahvan
meziyetle,
Bir ikilemden sızan en
mahrem tümceyi
Telaffuz etmezden önce:
Dünden öncesine rağbet
etmeyen,
Meali kayıp bir
gölgeden nasiplendiğim
En içli hutbede
dilediğime vakıf,
Aykırı bir istemde
kaybolmak nasılmış
Olsa da beyhude bir
imge.
İç güveysinden hallice,
demek nasıl ki muktedir
Bir damlada rast gelmiş
Sefil bir tınıda
yağarken gözyaşı,
Hem de en afilisi şu
sözsüz iletişim:
Gözlerden sızan ışık
Manalı bir keramet,
Sığıntı bir güncenin
kayıp ilk sayfası;
Hem de doğduğum kim
bilir
Hangi bilinmedik tarih,
Fazlasıyla yeknesak bir
milat bu,
Sevgili düş perisi:
Hem bilmez misin, kim
kaybetti de
Ben denk geleceğim
tevekkülüne sığınmaktan
Ötesi var mı, dememle kayboldun
Bak sen de
belirsizliğin serzenişinde.