sevmeyi, yudum yudum sevmeyi 
o güzel, o haylaz çocuklardan öğrendim ben
gözleri sevgiye ışıldayan
kollarını hep sevgiye açan çocuklardan

uykusunda bile sevdiğine gülümseyen 
düşe kalka sevgiye emekleyen 
sevdiğine, hiç ama hiç kıyamayan çocuklardan

sen kıymak istersen bana 
en can alıcı yerimle 
seninle vur
intikam istiyorsan 
ilk önce 
içimdeki seni öldür

ş
i
m
d
aramızda upuzun yollar var
başka hayatlar var 
başka dünyalar var

çok katlı bir binada müstakil acılardayım
üç artı bir yalnızlığım var
her akşam balkonuma mutsuzluk asıyorum
merdivenlere sığmıyor kederim
asansörde bir aşağı bir yukarı 
hüzün taşıyorum

o deli sevdayı sarıp sarmaladım çaputlara
gömdüm güvercinlerin eşelediği bir çukura 
bir gökyüzü biliyor yerini
birde kuşlar

hele bir soluklanayım 
hele bir kabuk bağlasın yaralarım
belki bir gün, söylerim sana yerini
ben söylemesem de 
bir bozkır rüzgarı eser saçlarında
yanık bir bozlak ta dinlersin ahvalimi
bir Neşet Ertaş türküsü gibi 
çınlar ım kulaklarında

o gün anlarsın 
kabuk bağlamış bir yarayı nasıl kanattığını
bir orman gibi beni içten içe nasıl yaktığını
bir başkasının avuçlarından mutluluk içipte 
beni damla damla nasıl azatlığını

o gün anlarsın
başkasına can verirken içinde
canıma nasıl kast ettiğini
sana uzanan kollarımı 
zehirli sarmaşık keser gibi nasıl kestiğini
yaşlı atlar gibi yılkı ya bırakıp beni
nasıl ölüme terk ettiğini

o gün anlarsın 
tavşanın dağa
martının denize neden küstüğünü



( Denize Küsen Martı başlıklı yazı gölge06 tarafından 9.07.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.