Bir şairin

ruhunun

derinliklerinden

bahsedin

veya
unutulmuşların

sözlerinden


zamanın puslu denizi

içinde sessizleşen

bir şairin

nemli gözlerinden

bahsedin


bir felâket çanından

başkası ulaşmıyor

kulaklarına

karanlık bir ülkenin

konuğu olduğu

günlerden kalma

bir sağırlık


ve gelecekteki

kızıl toprakların

kabuslarıyla

yanan coşkulu

yüreğinden

bahsedin

o hüzünlerin

efendisi


hayat cimrice

davranarak
sonunda

karlı çıktı

bir şairin düşüşü


şimdi haykırın siz

yada

izleyelim

Ay’ın

solgun ışığını altında

Pierre Loti tepesinde

istanbul kentinin

beton duvarlarını


yada

demirlemiş

dilsiz vapurları

dizilin sıra, sıra

art arda

kızıl bayrak gibi
haykırın ve söyleyin

geleceğin tüm

yazılmamış kanunlarını


hadi

kızıl şarkılar söyleyin

yumruklar havaya

— ve ağaçlar kesilmesin

kızıl melodiler eşliğinde

yıkın, yakın sokakları

gazze’de çocuklar

solarken


küfürler sıralayın

suriye alev alev yanarken

ağaçlar kesilmesin

sonra

suratına vurun, vurun

tekmeleyin, durmayın

yetim bir şair

“barış”

— özlemini haykırmasın


vurun

vurun

durmayın


o şair özlemle

anmasın bir daha

Al bayrağın adını


hadi

yüzler örtülsün

yumruklar havaya

molotof kokteyli

hazırlansın


kutlu Marx’ın

o soylu efendinin

ve kızıl zafer şarkısı

gürlesin alaca

gecelerde

— ve ağaçlar kesilmesin

somali’de çocuklar

açlıktan ölürken



Suskun//





( Kızıl Yankı başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 19.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.