Bir şairin
ruhunun
derinliklerinden
bahsedin
sözlerinden
zamanın puslu denizi
içinde sessizleşen
bir şairin
nemli gözlerinden
bahsedin
başkası ulaşmıyor
kulaklarına
karanlık bir ülkenin
konuğu olduğu
günlerden kalma
bir sağırlık
ve gelecekteki
kızıl toprakların
kabuslarıyla
yanan coşkulu
yüreğinden
bahsedin
o hüzünlerin
efendisi
karlı çıktı
bir şairin düşüşü
şimdi haykırın siz
yada
izleyelim
Ay’ın
solgun ışığını altında
Pierre Loti tepesinde
istanbul kentinin
beton duvarlarını
yada
demirlemiş
dilsiz vapurları
dizilin sıra, sıra
art arda
geleceğin tüm
yazılmamış kanunlarını
hadi
kızıl şarkılar söyleyin
yumruklar havaya
— ve ağaçlar kesilmesin
kızıl melodiler eşliğinde
yıkın, yakın sokakları
gazze’de çocuklar
solarken
küfürler sıralayın
suriye alev alev yanarken
ağaçlar kesilmesin
sonra
suratına vurun, vurun
tekmeleyin, durmayın
yetim bir şair
“barış”
— özlemini haykırmasın
vurun
vurun
durmayın
o şair özlemle
anmasın bir daha
Al bayrağın adını
hadi
yüzler örtülsün
yumruklar havaya
molotof kokteyli
hazırlansın
kutlu Marx’ın
o soylu efendinin
ve kızıl zafer şarkısı
gürlesin alaca
gecelerde
— ve ağaçlar kesilmesin
somali’de çocuklar
açlıktan ölürken
Suskun//