.
Vav’a andolsun
Durağı sır olan bir bestedir ömür
Son nefeslere düşer cemreler
Yeni sürülmüş toprağın ferahlığı kaplar içleri
Ve hoyrat sergüzeştlere tutunur çareler
Çatladıkça taşın sabrı
Doğurgan üzünçler çömelir ansız
Sıralı bir infilak yüklenir kekremsi günler
Ve düş/üşler başlar zamansız
Çürür mahzen
Yorgun desenli yüzleri ifşa eder güneş
Cenuba yönelir bakışlar
Noktasız yarına sefer eyler yürek
Hadım gölgelere işlenir nakışlar
Meçhuldür kayıtsızlığın nidası
Tuz zerresinde boy verir sancılar
Pıhtılaşır gitmelerin kanı
Ve yolla cedelleşir hancılar
İsine muhalif olur ateşler
Rahmet okunur nicelerine
Devrik cümleyle beyan olur haller
Ve hükümlü imgeler yağar gecelerine
Yongası yiter ruhun
Can verir ruhu doyuran sözlerin ırgatı
Sakilce saf tutar kinayeler
Bildiği duaları fısıldar nabız
Ve endamını yitirdikçe ipe çekilir saniyeler
.
.
.
.
.
.