Sesleri duyan komşular koşa koşa gelmektedir Mehmet yatıyor zehirlenmiş Hakkın rahmetine kavuşmaktadır bir araba çağırın komşular mehmedimi hastaneye yetiştirelim . Gülsüm pervane gibi deli gibidir dönmektedir bir oraya bir oraya çare aramaktadır evleri yolun kenarında olduğu için belceğiz köyünden gelen bir araba görünür arabanın içinde Hüseyin vardır O da kazaya sehire inmek üzere çıkmıştır evden yolda gitmek üzeredir Hüseyin bir bakar ki yolun kenarındaki evde feryatlar vardır hemen evin oradan Eller kazar dur dur dur diyerekten Hüseyin hemen biraz panikler ne oluyor diye Arabayı çeker kenara kardeşim Allah rızası için bir arkadaşımız zehirlendi onu hastane yetiştirelim derler Hüseyin hiç panik yapmadan Tabi tabi hemen getirip mehmedi arabayı atarlar Mehmet hastaneye yetiştirirler Gülsüm arabanın içinde Deliler gibidir ağlamaktadır şoföre çabuk kardeş çabuk Kardeş biraz daha hızlı biraz daha hızlı demektedir gözyaşlarını tutamamak dadır
Hastaneye getirirler hemen acile AlırlarDoktorlar hemşireler hemen koşarak gelirler Ama artık Hüseyin için her şey bitmiştir Gülsüm için her şey çok geçtir Mehmet Hakkın rahmetine kavuşmuştur doktor ameliyat haneden çıkar kafa yerde doktor üzgündür Gülsüm gözleri öyle bir açmıştır ki Kartal pençesi gibidir gözleri doktorun vereceği haber beklemektedir Ama doktorun çıkarken vermiş olduğu yüze ifadesi her şeyi anlatmıştır Tabii bu arada diğer Köyden gelen Hüseyin de oradadır . gidememiştir oda nasıl nasıl bırakıp gidebilir ki durumun vahim olduğu bellidir. Doktor üstüme doğru yaklaşır Başın sağ olsun bacım der hepimiz topraktan geldik toprağa gideceğiz Kimimiz bir gün önce kimi miyiz bir gün sonra der ve Gülsüm ayaklarının üzerine düşer yıkılmıştır artık boynu büküktür isyanlar için dedir ölümden başka ölüm var mıdır .diğer Köyden gelen Hüseyin doğrudur doktor bey der ama gülsü mü tanımadığın için kolundan tutupta kaldıramaz yanındaki gelen köyleri Gülsüm teselli vermeye çalışırlar ama Nasıl teselli verebilirler ki ve cenaze işlemlerine başladılar artık cenaze hastaneden çıkarıp köye götürüp geldiği yere verme zamanı gelmiştir Tabii Hüseyin de elimden geldiği kadar arabasıyla getirip götürme işlerine yardımcı olur artık Hüseyin kendi işin Unutmuştur orada bir cenaze vardır onlarla beraber koşturtarmaktadır
Bütün işlemler tamamlanır ve cenaze tekrar geldiği gibi Hüseyin'in arabasına konur ama Gülsüm nasıl dayanabilir ki nasıl dayanabilir bu acıya yürekler yanık ve Sen köye vardılar Köy halkı zaten eve toplanmıştır meftayi odasına kaldırırlar havluya kazanlar kurulur kazanların altın odunlar atılır Mustafa gariban daha Henüz neyin ne olduğunu bile farkında değil Herkes gelip gidiyor herkes ağlıyor ama Mustafa Henüz daha küçük olduğundan her şeyi irâde edememektedir Mustafa'nın okul arkadaşları gelir öğretmenleri gelir Mustafa Bazen çocuk ya Arkadaşlarıyla oyun oynamaya bile Dalar köyün hocası gelir artık cenaze kalkmalıdır cenazeyi yıkarlar ve o gün toprağa verirler
Komşuları o geceyi gülsüm ile geçirir ve peygamber efendimizin sohbetleri ile devam ederler ve hadisler anlatırlar
O hadislerden bazıları
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
Hiçbiriniz başına gelen bir zarardan dolayı sakın ölümü dilemesin. Mutlaka böyle bir şey yapması gerekiyorsa şöyle dua etsin:
Allahım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Ölmek benim için daha iyi ise canımı al!"
Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız. Onlara bir iyilik erişirse "Bu, Allahtandır" derler, bir kötülüğe uğrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar? (NİSA/78)
Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa (erkek veya dişi oluşunu, renk ve özelliklerini) O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır. (LOKMAN/34)
De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir. (CUM'A/8)
De ki: "Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermez. Vereceğini var saydığınız takdirde de ancak pek az faydalandırılırsınız." (AHZAB/16)
Komşular dini sohbetler yapar arada ağıtlar söylenir
Gülsüm'ün evin deki Yalnız ilk gecesidir Mehmet'ten uzak Mehmet siz ilk gecesidir ve bundan sonra artık gecelerinde Mehmet olmayacaktır ilk gece Durulur mu ilk gece uyunurmu Gülsüm nasıl yatsın o gece Gülsüm ağlar ağlar Sızlar ve ağıtlar yakar
Ve öyle ağıtlar yakar ki o gün yaktığı ağıtlar dillerde destan kalır
Ve şöyle der
Sevda dağlarımızda hasret karı elendi
Gündüzlerim zifiri karanlığa belendi,
Gönlüm yüce Mevlamdan bir dilekde bulundu,
Ocakların başında yatma uyan Mehmetdim
Mustafa yetim kalır ölme dayan Mehmedim
Ayrılık dumanıymış ocağımızda tüten
Ne olduysa kaşların gözlerin diken diken
Azrail şu canını henüz almamış iken
Ocakların başında yatma uyan Mehmetdim
Mustafa yetim kalır ölme dayan Mehmedim
Görmeseydim bu günü aç ve susuz kalaydım
Denizlerde görmeye yalın ayak geleydim
Nasıl girem evlere baş ucunda öleydim
Ocakların başında yatma uyan Mehmetdim
Mustafa yetim kalır ölme dayan Mehmedim
Kara topraga seni uzatıp yatırdılar
Toplanıp etrafına komşular oturdular
Kıldılar namazını mezara götürdüler
Ocakların başında yatma uyan Mehmetdim
Mustafa yetim kalır ölme dayan Mehmedim
..../.....