Ben ve köyüm 7

Hüseyin oradan ayrılır ama ayrılmadan önce Gülsüm'e der ki Mustafa'ya okula yazdıralım bağ evi ile okulun arasında baya bir mesafe vardır Gülsüm nasıl olacak bu iş nasıl gelip gider Mustafam karda kışta der Hüseyin Sabahları gelsin Öğlen yemeğini Bizde yer akşama da ben getiririm der bu durumdan eşiniz pek memnun olmaz hu seyin bey der Hüseyin Siz aldırma yın ben hallederim der
Gülsümün sığınacak kimsesi yoktur Rabbine sınır içinden öyle sözler geçer ki( Ya ağzından hangi manalı söz çıkacak olsa senin içindir dilim yalnız senin için söyler hangi yoldan Yürüsem yürüyeyim hangi taşa rafa gidersem gideyim Sana Gelirim dileğim hep sana ulaşmaktadır Seni sevmeyen bir kişi  o kişiyi cansız bir surettir desem Doğrunun ta kendisini söylemiş olurum yoksa canlı olanlara insan olanlara ancak senin gibi bir sevgili gerekir derim beni o sevginden mahrum etme derim yarab.) İçinden geçenleri gülsüm böyle dile getirir ve Müjdeli haberi Mustafa'ya verir Mustafa sevinir okula başlayacağını duyunca Aradan birkaç gün geçer annesi Mustafa Yeter ki Hadi bugün Hüseyin amcan oraya git sen okula yazdırsın der Mustafa koşa koşa gider
Mustafa içi dolu bir hevesle kapıyı çalar kapıyı Hüseyin'in kızı Ayşe çıkar o  okula gidiyordu Ayşe Mustafa'ya çağırır gel Mustafa gel Mustafa girer içeri 
Ayşe Mustafa ya Okulu anlatırken Mustafa heyecanlanır kıpır kıpır olur içi dersleri anlatır tarihi dersi felsefe edebiyat anlatışları Mustafa'nın daha çok dikkatini çeker Mustafa Ayşe der Ben de onun için geldim Hüseyin amca beni okula yazdıracak Bende okula gideceğim der Ayşe sevinir İnşallah Mustafa der ikimiz de aynı sınıfa gideriz der Mustafa'nın geldiğini Fadime Hanım görür gelin buraya çocuklar diye bağırır İkisi de koşarak Fadime'nin yanına giderler Mustafa durumu anlatır Fadime sinsi oyunlarını yapmalıdır Tamam Mustafa Sen Ayşe ile oynayın Hüseyin amcan gelince seni de okula yazdırsın Ayşe ile gidin der Mustafa'ya Özen gösterir Mustafa'yı sever gibi gözüküyor Mustafa'ya ilgi gösterir ama Mustafa çocuktur ne bilsin Fadime'nin oyun içinde ona oyunlar kuracağını hayatın bir senaryo olduğunu Fadime gibi gaddar İnsanların bu senaryoları kurup başrolde oynadığı nebilirdi küçük Mustafa Mustafa bundan sonra oynanacak oyunların içinde olacaktır 
Ayşe Mustafa'yı odasına çıkarır gel Mustafa sana Kitaplarımı defterlerimi göstereyim der Ayşe'nin kitaplarıyla zaman geçirirken Hüseyin gelir Fadime Mustafa'nın burada olduğunu okula gitmek istediğini söyler Hüseyin Evet Dün konuşmuştuk orada der o zaman git götür Mustafa'yı okula yazdır der Mustafa ya çağırır Ayşe Mustafa koşarak gelirler Haydi Mustafa okula gidelim Seni kayıt yaptıralım der arabaya binerler okula giderler Mustafa'nın kayıt işleri olur Yarın okula başlamasını söyler müdür Mustafa Sevinç içindedir Mustafa heyecanlıdır yarım kalan okuluna devam etmektedir koşarak Müjdeli haberi annesine verir annesini sevinmiştir ama bağ evi biraz Aralı olduğu için öğlenlerin huseyin gilin evinde yemek yiyecektir akşamlarda okul çıkışı Tabi yürüyerek bazen de huseyin bırakacakdır Mustafa'nın Okulu başlar bir gün geçer iki gün geçer Üç Gün Beş Gün derken bir ay geçer Mustafa arkadaşlarına Artık yavaş yavaş alışmıştır derslerinde başarıdır  Mustafa nın
Bir gün dersinde öğretmeni çok duygusal bir konuşma yapar Mustafa acının kederin Ne de olsa bu yaşta biraz farkındadır öğretmeni anlattıkça Mustafa'nın için Sızlar gözleri bazen dolar gibi olur öğretmeni der ki biriniz bana Fırat'ın nereden başladığını anlatsın nasıl çoğaldığını nereye doğru Aktığını anlatmasını ister ama bunu bir felsefe ile anlatmasını istersin.h iç k imse cevap vermez Mustafa el kaldırır Hocam ben anlatabilir miyim anlatıp  içimi dökebilir miyim Der öğretmeni evladım buyur gel der

Mustafa ortaya çıkar arkadaşlar ben bugün Erzurum'da olmak isterdim Erzurum'un dumlu Baba Dağı'na oturup şöyle etrafa bakmak isterdim dünyanın gidişatına insanların kurtuluşuna insanların karınca gibi birbiri peşinden gidişine oradan bakmak isterdim ve baktıkça içerim yanar yüreğim Sızlar Gözlerim dolardı dünya halini gördükçe Gözlerim dolardı bunları konuşan Mustafa'yı Arkadaşlar bir anlam veremez hocası sorar oğlum ben sana Fırat anlat dedim Fırat nereden doğar nereden Akar bunu anlat der hocası, Mustafa şöyle hafifçe kafasını çevirerek öğretmene bakarak hocam ben bu dünya ahvalindeki insanlara baktıkça Gözlerim dolar Ellerimi Semaya açarım Allah'a yalvarırım bu insanlar için dua ederim ben Ellerim semaya açıkken gözlerimden Bir Damla Yaş düşer  o yaş göz pınarlarından çıkar kirpiklerimin arasından yıldırım gibi fırlat kutuplardaki buz dağı gibi Yanağımdan  akar dua eden çöl gibi kurumus Dudağının üstünde makas gibi Allah'a açılmış ellerimin arasından ayaklarımın ucuna düşer işte hocam o bir damla yaş ayaklarımın ucundan başlayarak Akar Akar Akar
Erzurum dumlu baba daga düşen bu yaş
 Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Çüngüş (Diyarbakır), Adıyaman ve Gaziantep'e  Akar ve bir Fırat olur Hoca dikkatlice Mustafa'ya bakar Mustafa'nın yüreğinin yandığını bilir Tamam Mustafam Aman ha Oğlum ikinci bir yaşın düşmesi der sınıf arkadaşları Mustafa'yı hayranlıkla dinlenmektedir Mustafa çok güzel anlatmıştır Fıratının nereden başlayıp nereye doğru Aktığını ve Fırat'ın bir damla gözyaşından oluşunu çok güzel bir şekilde anlatmıştır.
Bunu dinleyen Ayşe Akşam olunca yemekte annesine Mustafa'yı anlata anlata bitiremedi araya Ayşe'nin babası Mustafa girdi iki laf söyleyiverdi ki ne laftı.

Ben hayatı yanarken gördüm Meşe közünde.
Ilim aradım İrfan aradım aşk aradım o da yetimlerin gözünde.

Çok manalı idi Bu sözler hayatı bu iki beyit içinde bul verdi aniden.
Mustafa annesi ile derin derin sohbetlere başlar Okulu anlatır öğretmenleri anlatır



Hüseyin'in eşi Fadime'nin içindeki kurtlar artık kıpır kıpır etmektedir . Şeytanın felsefesine düşmüş bir insan artık şeytansı düşünceleri içinden atamaz. Bu durumda olan insanların tek Limanı ilahi aşk ilahi Sevgi tasavvuf yaşamak Tefekkür etmektir oksa yaşadığınız sürece o İçimizdeki Şeytan gıdım gıdım insanı yer bitirir her fikirde her düşüncede şeytan Fikri ortaya çıkar 
Bu düşüncedeki Ufuklara gitmemek gerek o ufukları kapatmak gerek
Kim varabilir kim gidebilir ki Ufuklara insanın yanındaki düşmanı en büyük düşmanı nefis değil midir o düşmandan uzak durmak gerek insanı öyle yerlere alır gider ki Enginlere Oysa ki o Enginlere ne Mecnun'u gide bildiğince  gitmiş ne  Ferhat.
Bizim gideceğimi zenginliklerde bizi bekleyen var onun adı Serhat.
Artık Fadime yeni Oyunların yeni hesapların peşine düşmüştür Fadime'nin iç dünyasındaki kendi yaşantısı maceraperest gibi hırçınlık gibi bu tür algılarla iç içe yaşamaktadır bir insanı zaman duş alabilir miyim veya kendi nefsi Arzuları ve hevesleri onu esir alabilir mi işte Fadime ve biridir Mustafa'nın okula gittiği dönemlerde Fadime arada sevgilisiyle dostuyla buluşmak için bağ evine gitmiştir Tabii ki küstüm orada bunlara şahit olmuştur Ama Gülsüm görmezden gelmiştir artık Fadime utanma duygusunu atmış apaçık Gülsüm'ün gözleri önünde her şeyi yapar olmuştur Ama Gülsüm Sessiz sedasız kalmıştır Fadime Gülsüm'e tehdit etmeye başlamıştır Eğer ki ağzından bir laf duyarsam seni rezil rüsva ne dedim burada yaşatmam dercesine Gülsüm mesajlar yapmıştır garip Gülsüm yavrusu için her şeye ağzını kapatmış yüreğini ateş közlere atmış Sessiz sedasız durmaktadır ama Fadime bu sessizlikte hiç hoşlanmıştır
Çünkü bağ evine geldiğinde bazen Fadime  gülsümün yüzünün simsiyah olduğunu ve bir şeyler olduğunu hisseder ve olmuştur da tabii gülsüm bunu anlatamaz Peki ne olmuştur.
Bir gün fadime dostuyla bag  evinde buluştuktan sonra oradan biraz erken ayrılmıştır fadimenim dostu bağ evinde bir kadının yaşadığını görür Tabi o ilk görüşte dostu. Gülsüm'e hiçbir şey demez ama orada artık bir kadının da yaşadığını öğrenmiştir aradan geçen iki üç gün zarfında fadimenin  dostu oraya tekrar gelmiştir Gülsüm'ü görmek için ve yine Gülsüm'ün yalnız olduğunu görmüştür artık Fadime'nin dostu bağ evindeki Gülsüm'ü uzaktan uzağa takip etmeye başlamıştır onun orada yapayalnız çaresiz bir kadın olduğunu fark etmiştir ve bir gün elini kolunu sallayarak bağ evine gelir Gülsüm de titreme başlar korkar Gülsüm Ne istiyorsunuz der adam apaçık tecavüze gelmiştir Gülsüm kendi çabasıyla kendi çırpınışları ile Kurtulmuş eline geçen bir bıçakla onu oradan def etmiştir yaralamıştır ama Gülsüm bunu hiç kimselere anlatamamıştır 

  Ve Fadime'nin dostu artık bağ evine sık sık gelmeye başlamıştır bunu köyde kahvede arkadaşlarıyla sohbet eder kendi kafasına uygun bir kaç arkadaşı vardır bu konuyu onlar açar Bağ evinde bir kadının yapayalnız yaşadığını bunun Hüseyin'in dostu olduğunu eşi Fadime'nin bundan haberi olmadığını ve Hüseyin'in burada Gizli Gizli buluştuğunu anlatır bir dedikodu çıkarmıştır artık köyde çünkü adam istediğini alamamıştır bunun Yanındaki o iki üç arkadaşı bizde bir gün misafir olalım O zaman Dağlar 3 kafa dengi karar alırlar artık belki günlerde bag evine gideceklerdir Ama tabii ki bir yandan da dedikodu çıkarmaktır amaçları çamur at izi tutarsa tutsun tutmazsa izi kalır hesabından Bu arada Mustafa sevinçle okula devam etmektedir bir yıla yakın bir zaman geçmiştir sorunlar problemler birbirinin arkasından gelmiş devam etmiş gitmiştir yıl sonu gelmiş Mustafa'nın Okulu bitmiş Mustafa Okulu birincilikle bitirmiştir Ama bu zaman zarfı içinde o kahvedeki konuşulan Olaf artık köye ve etrafa yayılmıştır Hüseyin bağ evinde bir dost olduğunu orada yaşadığını dedikodusu köy sarmıştır.
Elbette ki çoğumuz köylerindeki yaşantıyı biliriz bir lafın nasıl büyük gittiğini ağızdan ağıza girerken nasıl parçalandığını dürülüp bükülüp Kaç çeşit olduğunu ve günden güne bu lafın değiştiğini Her ağızdan başka çıktığını hepimiz az çok biliriz Belki bu Gülsüm'ün Alın Yazısı böyleydi Kader bunu yazdıysa kim bozabilirdi   güzel yüzlü Melek Gülsüm Hiçbir şey yapmasa da hiçbir şey içinde olmasa da hem önceki yaşadığı köyde Hem burada aynı iftiralara boyun bükmüş aynı iftiraların aynı iftiraların otagındadır belki ilerde birgün bir el gelir levhi Mahfuz kaleminin yazdığı yazıyı dokunur ama ama Gülsümün tek yaşama sebebi oğlu Mustafa'dır ve hastaneden çalınan kızını bulmak tek yaşama sebebi budur Allah'a hep dua etmiştir Yarabbi eşimi aldın bir yavru verdin bir yavrumu aldılar bir gün Kaybolan Yavrum da beni kavuştur diye hep dua etmiştir.

Düştüm yine kendi kendine konuşmaya başlar

( ey gönül sen bu dünya bahçesinde bir zaman mutlu olarak dertlerden uzak koş yürü hiçbir şeyden korkma hiç kimseden çekinme Gam ve kasvetle boşver yürümekten gezinmekte devam et Fakat eğer Gerçeği Görmek gerçeği bilmek istersen şunu bilmelisin ki seni dünya istediklerine doğru sürüklemeye çalışan nefsin senin en büyük düşmanıdır ve onun bu düşmanlığı sana yeter şimdi Aklın varsa bu nefsin ile uğraş onunla Savaş et onu yenmeye çalış bu dünyanın şerlerinden emin olmak istiyorsan her şeyden önce kibirden ve kimden kurtar kendini her şeyi Hatta sana yapılan kötülükleri unut Rabbim gösterdiği yolda git)

Gülsüm  içini kendi kendine konuşarak döker, teselliyi böyle bulur dağlara taşlara bazen Yüreğin toz eder sarar bazen Rüzgar havası olur dağlara hıçkırır bazen Boran olur yüreğinde  Poyraz vurur yakar kavurur içini ama  teselli böyle bulur 

.../...

HARUN YILDIRIMI












( Ben Ve Köyüm 7 başlıklı yazı Harun Yıldırım tarafından 15.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.