AĞLAMASIN ÇOCUKLAR...

Hani çocuklar ağlar ya;
Neden ağladıklarını anlayamadık veya anlamak istemedik.
Onlar bir şeyler ister, istediklerini almadık.
Oynamak istediler, oyunlarını yarıda kestik.
Okula gitmek istedi, kızlar okumaz dedik.
Elbise istediler, sana yakışmaz bu dedik.
Baba seninle bende geleyim dedi,
Kızlar evde oturur dedik.
Tarihin her devrinde kızları ikinci plana koyduk.

Onlarda oturup ağladılar!

Hâlbuki şefkat ve sevgi doluydular.
Bize hizmet etmek, güzümüze girmek için çırpındılar.
Bazen resim yaptılar.
Bazen şiir yazdılar.
Yemek yaptılar.
Çay yaptılar.
Tarlada bahçede çalıştılar.
Bunları yaparken hiç yüksünmediler.
Diyeceklerini korkudan diyemediler.
Bazen gizli gizli,
Bazen de yorganı başına çekip,
İçini çeke çeke,

Onlarda oturup ağladılar!

Ne hayaller kurudular küçücük dünyalarında,
Babam kızar,
,Annem kızar, akrabalarım kızar diye,
Şöyle bağıra bağıra bir türkü bile söyleyemediler.
Onlar ne kadar doğru söylerlerse söylesinler.
Sen ne bilirsin, saçın uzun aklın kısa deyip susturduk.
Töre dedik, gelenek dedik, adet dedik.
Başlık dedik, Berdel dedik.
Dedesi,babası yaşındaki adama gelin ettik.
İtiraz edemediler,
Acılarını sitemlerini yüreğine göndü.

Ağladılar, ağladılar, Ağladılar

Ama biz duymazlıktan geldik.
“Annem, Babam, ben ve Kardeşim" dedi mi yüreği yanardı.
Bazen küçücük şeyler için ağlar,
Şeker ve bir çikolatayla hemen silerdi gözyaşlarını,
Hep yüzümüze bakar, bir tebessüm yakalayabilirmiyim diye,
Belki yolda yürürken hiç elinden tutmadık.
Baba elinin sıcaklığını hiç hissetmedi beklide,
Başka çocukların babasının elini tuttuğunu görür,

İçin, için ağlardı.

Düşer ağlar, yaralanır, canı yanardı.
Babam kızar diye ağlayamazdı.
Gözlerinden damla damla yaşlar aksa da.
Yüzümüze bakar gülerdi.
Birileri eve gelse sessizce çekilir bir kenara oturur.
Dinlediği masallardan ve hikâyelerden kendine bir dünya kurar.
Adeta onlarla yaşardı,
Köyünün dışında bir başka hayatın varlığını dahi bilmezdi.
Hastalansa Doktor bilmez, ilaç bilmez.
Hasatlık bedenine acılar versede.

İçin, için ağlardı

Bazen de kahreder, biran önce büyümek istiyordu.
Köyün genç kızları gibi saçını tarasa,
Senin canın koca istiyor diye dayak yerdi.

Bir köşeye çekilip;

İçin, için ağlardı

Köyde töre baskısı, şehirde yokluk baskısı,
Çocukların hayatı yoktu sanki,
Hayat şartları ve töre esir almıştı çocukları,
Çaresizliklerini fırsat bilen insanlık düşmanları üşüşürdü başlarına,
Birinin ayağına törenin frangası takılır.
Brinin hayatın taciz ve tecavüzler karartırdı.
İnsanlar onları gördüklerinde görmezlikten gelir.
Üç kuruş başlık parası için dünyalarını karatırlardı.
Dedesi yaşındaki adama ticari bir mal gibi satılır.
Çocuk gelin diye adı anılırdı.
Ağlamaya mecali kalmamış, gözlerinde yaş kalmamıştı.
Bir yardım ve bir umut beklerdi insanlardan,
Ama kulaklar sağır, gözler kör olmuştu.
Duymazlardı feryatlarını,

Onlarda arzı titretircesine ağlarlardı.

Yüreklerinden kan damlardı.
Doğdukları andan itibaren hayatı dosya doya yaşamışlardı.
Yoksulluk ve töre, onları esir almıştı.
Onlar sadece suçlanır, hor görürdü.
Bizler, kendi ellerimizle çocukları karanlığa iterdik.
İnsanlık suçu işlediğimizin farkına bile varmazdık.
Her şeyi en iyi bilen bizler,
Kız çocuklarına yapılan caniliği suç saymazdık.
Kim bilir o küçücük yürekleri nasıl taşıdı bunca acıyı,
İmdat diye çığlık atsalar bile arkamızı dönüp bakmazdık. Onlarda çaresizce,

İçin, için ağlardı

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çocuklara söylediği sözleri ve çocuklara verdiği değeri idrak etmiş olsaydık büyümeden hayatı zindana çevrilen çocukların yüreğinde acı, gözlerinde yaş olmazdı.

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıdır.
Bugünün küçükleri yarının büyükleridir”

Sözlerime son verirken Ülkemin ve bütün Dünya çocuklarının 20 Kasım Çocuk hakları haftası en kalbi duygularla kutlarım.

19/11/2016

İbrahim BEKLER
ANKARA

( Ağlamasın Çocuklar... başlıklı yazı yörükbeyi tarafından 22.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.