Günler hızla geçerken, annemin rahatsızlığı gün geçtikçe daha da artıyordu. Hasta olmasına rağmen hasta yatağından kalkıp yanımıza gelen annem artık gelmiyordu. Evde bir sessizlik, bir mutsuzluk ve acıyı bekleyiş vardı.
Kardeşimle ben günlük hayatımıza devam ediyorduk, okul ve kurslar büyük bir zamanımızı alıyordu.
Annemin teşhisi konulduğunda, eve yardımcı bir kadın gelmeye başladı.Sabah geliyor, evin işlerini yapıyor, bize yemek pişiriyordu.Nihal teyze annem gibi bizimle ilgileniyordu.Hiç bir eksiğimiz yoktu.
Annemin eski günlerdeki gibi olmaması dışında…
Nihal teyze bize kurabiye yaparken, kardeşimle ben hamur tepsisinin başına giderdik, ben yumurtaları kırmak isterdim, kardeşim ise hamuru karıştırmak, işte o zamanlarda annem yatağından kalkar gelir bir sandalyeye otur bizi ve Nihal Teyzeyi izlerdi.
Nasıl isterdim annemin bize , eski günlerdeki gibi kurabiye yapmasını,
Bir gün annem kurabiye hamurunu kendi yoğurmak istedi, Nihal teyze izin vermedi.
Avaz avaz var gücümle bağırdım Nihal teyzeye, “izin ver annem yapsın”
Annemin ellerini hamurun içinde görmek istedim, aynı eski günlerdeki gibi. Görürsem , sanki hiç yaşamamış gibi olacaktım bu kötü günleri, Annemli sağlıklı, günlere dönenecektim sanki…
Biliyorum o günler geri dönmeyecekti ve hatta imkansızdı.
Annemin durumu iyice kötüye gitmeye başladı. Artık daha sık hastanede yatıyordu.Daha az evde oluyordu.
Bütün gece dua ediyordum. “ Lütfen anemimi iyileştir Rabbim.” Diyerek, göz yaşlarım annemin aldığı yastığı ıslatıyordu.
Bir şeyler iyice değişmeye başladı evde, ninem, teyzem, halam bizim evde kalmaya başladı, annem de artık hastaneye gitmiyordu…
Bir sabah uyandığımda annem yerinde yoktu.
“Hastanede olduğunu söyledi ninem”
Bana göre bir gariplik yoktu.Üç yıldır annemin hastaneye gitmesine alışmıştık.Gidiyor ve dönüyordu.
Annem bu sefer dönmedi…
Gündüz vakti gökyüzü siyah oldu, karardı dünyam.Bedenin değil,ruhum acı çekiyordu.Ruh acısı nedir siz bilmezsiniz.Dolabına gittim annemin, elbiselerini kokladım,, içime çektim o kokuyu, kokusu kalmıştı, ya da bırakmıştı bizlere…
Annemi kaybettikten sonra Nihal Teyzeyi daha sık evde görür oldum.Sabah biz okula gitmeden geliyor, kahvaltımızı hazırlıyor, bütün kaprislerimize katlanıyor. Bütün nazımızı çekiyordu.
Annemi çok özlüyordum.Hem de deliler gibi. Özlemek şımarıkça kullanılsa da, ya da ağızlarda sakız olsa da,aslında öyle acı veren bir kelime, birini özlemek, hele de anneyi özlemek, insanın yüreğini cayır cayır yakan, bir his özlemek…

Onu çok özlediğim günlerde babam ,bizi, bir kır lokantasına yemeğe götürecekti.Nihal Teyze, kardeşim, babam arabamızı bindik.Babam arabayı çalıştırdığında telefonumun yanımda olmadığını fark ettim.Koşarak evimize çıktım.Acele ile telefonu aldım.
“Nihal” dedi annem, onun sesiydi.
Başımı salonda her zaman oturduğu koltuğa çevirdim, annem en çok beğendiği beyaz elbisesi ile koltukta oturuyordu.
“Nihal” dedi tekrar elini uzattı.
“Anne “ diyerek ona doğru birkaç adım attım.Annem kayboldu.
Hıçkırarak ağlamaya başladım
Orada ne kadar kaldığımı bilmiyorum. Babam merak edip yanıma gelmiş.
Omzuma bir el değdi..
Babam “Ağlama Nihal, annen seni şu anda görüyorsa ve eminim ağladığına çok üzülüyordur.” Dedi.
“Baba, az önce annem buradaydı, ben onu gördüm baba, gördüm “ diyerek hıçkırıklara ağlama devam ettim.
Biliyordum artık, emindim, başka bir boyutta olsa bile annem bizim yanımızda idi, dertlerimi hep ona anlattım, beni dinlediğinden her zaman emindim.Bazen tam uyumaya başladığım anda annemin elini saçlarımın arasında hissetim.Gülümsedim ona…
( Annem Oradaydı Gördüm... başlıklı yazı çınar tarafından 3.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.