Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 4.12.2016
Okunma Sayısı : 1593
Yorum Sayısı : 5
 
 
Ne kadar uyudum bilmiyorum. Bir müddet sonra Fikret'in babasının seslenmesi ile uyandım.

-Yavrum kalk sen de acıkmışsındır bir şeyler yiyelim.

Aslında halen uykum vardı. Ama adamcağızı kıramadım ve kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Sağ olsun 
dışarıdan bir şeyler almış yemek hazırlamış çay bile yapmıştı. Çok teşekkür ederim diyerek mahcup 
bir şekilde sofraya oturdum. Bir müddet sohbet ettik, Oğluna güvendiğini, ancak öğrencilik boyunca 
bu tür şeylerden uzak durmamız gerektiğini anlattı. Bense bunun kolay olmadığını, daha doğrusu ister 
istemez karıştığımızı izah etmeye çalıştıysam da, bunu kabul etmediğini söyledi. 

Çayımızı da içtikten sonra ikimizde yorgun olduğumuz için yatıp uyuduk.
 
Sabah uyandığımızda Fikret'in babası gitmişti. Gitmeden yine bana kahvaltı hazırlamış, mutfak masanın 
üzerine bir de not bırakmış. Not da Adliyeye  gidip Fikret'in durumunu öğrenmeye çalışacağını oradan 
da Bolu'ya döneceğini yazmıştı.
 
Kahvaltımı yaptıktan sonra ben de çıktım. Ancak yine canım hiç okula gitmek istemiyordu. Köprübaşında 
biraz dolaştım. Postaneye giderek o zamanlar evlerde pek telefon olmadığı için ablamı iş yerinden aradım. Eskişehir'de ki olayları duymuşlar, onlarda merak içindeymiş.Olayların bizim okulda olduğunu, ancak 
benimle ilgisi olmadığını söyledim.
 
Yücel ikinci mahkemeye geldi mi, gelmedi mi bilmiyorum. Çünkü ben ne ikinci mahkemeye ne de ondan sonraki mahkemelere gitmedim. Zaten bir kaç gün sonra sınavlara çalışmak üzere eve dönmüştüm. Final sınavlarından sonra yaz tatili başladı. 
 
Hakim ikinci mahkemede diğer arkadaşları da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmış.Yaklaşık on 
beş gün kadar hapis yattılar. Belki mahkemelere gitsem ceza almayabilirdim. Ancak son mahkemede 
hepimize ceza verilmiş ve benim cezam rahmetli babamın o zamanki iki maaşı tutarında para cezasına çevrilmiş.
 
Bu cezayı yaz tatilinde hem de babamdan öğrendim. Dayımın oğlu ve erkek kardeşimle birlikte Yalova Çınarcık'da dayımın yazlık evindeydik.Bir gün sabah erkenden evden çıktık ve geç saatlere kadar gezip, 
denize girdik. Eve döndüğümüzde beni kötü bir sürpriz bekliyordu. Kapıdaki notu ilk önce erkek kardeşim 
fark etti. Kağıdı okudu ve yüzünü buruşturdu.
 
-Ne oldu kötü bir şey mi? diye sordum
-Evet ağabey yandın sen.
-Ne oldu ki kim bırakmış notu?
-Ablam, ablam gelip gitmiş.
Hemen notu elinden alıp okudum.
 
O zamanlar öğretmen olan ablam olayı babamdan öğrenince ta oralardan çıkıp gelmiş bizi bulamayınca 
not bırakmış. Notta aynen şöyle yazıyordu.
 
-Fikret babam senin olaylara karıştığını polis arkadaşlarından öğrenmiş, buraya seni almaya gelecek, 
kendine dikkat et...
 
Üçümüzde çok üzüldük. Dayımın oğlu, annemlere haber versek mi dedi, hayır dedim haberleri  olmasın. 
Bir de onları üzmeyelim şimdi.
 
O akşam yemek bile yiyemedim. Ertesi gün neler olacağını düşünmek bile istemiyordum. Banyoya 
gidip sakallarımı kestim. Erkenden yatağa girdim, uyumaya çalıştım ama sabaha kadar gözümü kırpmadım.
 
Ertesi gün akşama kadar bekledim. Ancak o gün babam gelmedi. Akşam olduğunda buna şükrettim,hiç 
değilse belki biraz sinirleri geçer diye.
 
Sonradan öğrendiğime göre babamın Eskişehir'de ki polis arkadaşları, mahkemenin verdiği cezaya kadar 
her şeyi öğrenmiş ve gelip beni babama şikayet etmişler.
 
Ben evde olmadığım için babam evde sizin haberiniz yok muydu diyerek anneme ve ablalarıma epeyce bağırmış. Sonra ne tatili, bir de utanmadan tatile gitmiş. Gidip döve döve getireceğim diye söylemiş, 
ablamda erkenden bana haber vermek için evden çıkmış ve oralara kadar gelmiş..
 
İkinci gün kapının önünde bir araba durdu. Acaba mı diye baktım, evet gelen bir arkadaşıyla birlikte 
babamdı. 
 
On üçüncü bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN
 
 
 
 
 
 
 
 
( Bin Dokuz Yüz Seksene Doğru On Üçüncü Bölüm başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 4.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.